İran-ABD savaşı kapıda mı?

İran-ABD savaşı kapıda mı?

ABD'de Joe Biden'in başkan koltuğuna oturmasına yakın neden Körfez'de ateş gücünü arttırılıyor? Joe Biden'in İran'a savaş açma olasılığı var mı?

ABD'nin 45. Başkanı Donald Trump'ın 2016'da başkanlık koltuğuna yeniden oturmasıyla birlikte Obama döneminde İran ile yapılan nükleer anlaşmadan geri çekilmişti. Trump yaptığı açıklamalar ve uyguladığı politikalar ile ABD-İran gerilimini sürekli tırmandırmıştı. 2020 Ocak ayında İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani''yi suikastla öldürmesiyle artan gerilimi İran Nükleer bilimci Muhsin Fahrizade'nin suikastıyla devam etti. Her iki suikastta da ABD başkanı Donald Trump'ın rolü çok büyüktü. 

Trump'ın 3 Kasım 2020 59. ABD Başkanlık seçimlerini rakibi Joe Biden'a kaybetmesi ABD-İran arasında gerilimin az da olsa düşmesini sağladı. Joe Biden seçildikten sonra İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, bir sonraki ABD yönetiminin nükleer anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine geri döneceğine ve ülkesine uygulanan katı yaptırımları kaldıracağına güvendiğini yönünde ifadeler kullandı.

Seçimlerde hile olduğunu ve bir türlü kaybettiğini kabullenemeyen Trump'ın, yönetimde kalmak için İran ile savaşı dahi göze aldığı iddiaları gündeme bomba gibi düşmüştü. Trump, İran ile nükleer anlaşmaya geri döneceğini açıklayan halefi olan Biden'in işini zorlaştırmak için iki ülke arasında gerilimi son zamanlarda sürekli tırmandırdı. 

ABD KÖRFEZ'E NEDEN ASKERİ GÜÇ YIĞIYOR?

Katar merkezli Aljazeera Haber Editörü ve Savunma Analisti Alex Gatopoulo ABD-İran arasındaki Körfez krizini mercek altına aldı. Gatopoulo, ABD'nin son zamanlarda Körfez'de ciddi bir muharebe gücü biriktirdiğini söyledi.

Bahreyn'de bulunan ABD üssünün zaten 5. Filoya ev sahipliği yaptığını belirten analist, geçtiğimiz hafta Hürmüz Boğazı'ndan güçlü bir Ohio sınıfı denizaltı USS Georgia'nın Körfez'e giriş yaptığını hatırlattı.

Georgia'nın teknik özelliklerini ortaya koyan analist, "USS Georgia nükleer enerjilidir, iç kısımlardaki hedeflere saldırmada uzmanlaşmıştır. Her biri 2 bin 700 kilometre (1 bin 677 mil) uzağa kadar 450 kilogram konvansiyonel savaş başlığı taşıyan 154 Tomahawk Cruise füzesi envanterine sahip. Radar koruması bulunan Georgia stratejik hedefleri karşı tarafa neredeyse hissettirmeden imha edebilecek kapasiteye sahip" şeklinde ifadeleri kullandı.

USS Georgia'ya eşlik eden kruvazörlere de değinen Analist Gatopoulo, Körfez'e girişinde Georgia'ya eşlik eden iki gemi de ağır silahlara sahip olduğunu belirtti. Her biri güçlü bir kara saldırısı, hava savunma ve gemi karşıtı füzeleri taşıyan gemilerin gelişmiş Aegis Radar sistemleri ile yüzlerce hareketli nesneyi takip edebildiğini ve kısa ve orta menzilli balistik füzeleri vurabildiğini kaydetti. 

Körfeze giriş yapan ABD'nin muharebe gücünün İran'ın en yakın ve en uzak uç noktalarını dahi yok edebileceğini belirten Gatopoulo, aynı zamanda İran'ın balistik füze gücünü kullanmasını da engelleyebileceğini ifade etti. Gatopoulo, Körfezde bulunan ABD deniz kuvvetlerinin İran İslam Devrim Muhafızları'na (IRGC) ait kıyı tesislerini yerle bir edebileceğini kaydetti. 

Analist Gatopoulo, USS Georgia'nın ayrıca istihbarat toplamaya yardımcı olacak, sabotaj yapabilecek, ileri hava kontrolörleri olarak hareket edebilecek, hava saldırılarına rehberlik yapacak ve savaş hasar değerlendirmelerini operasyon merkezlerine geri gönderebilecek düzinelerce özel kuvvet askerini barındırma kapasitesinde olduğunu belirti. Gatopoulo, "ABD, karadaki potansiyel hedeflere saldırmaya vurgu yaparak bölgedeki ateş gücünü önemli ölçüde artırdı. Sadece Georgia değil, ABD USS Nimitz uçak gemisini de Umman Denizi'nde yakın durması emretti. B-52 bombardıman uçaklarının da kullanılabileceği düşünüldüğünde, İran'ın veya bölgede bulunan diğer güçlerin yapacağı herhangi bir askeri harekatın kuvvetli bir şekilde karşılık verileceğine yönelik açık bir mesaj niteliğinde" ifadelerini kullandı.

İRAN KENDİNİ HAZIRLADI

İran'ın kıyılarında yabancı askeri yığınak yapılmasına yabancı olmadığını belirten Analist Gatopoulo analizinin devamında şu ifadeleri kullandı:

"İran'a yönelik bir saldırı onlarca yıldır tartışıldı. İran buna kendini hazırladı. Doğrudan muharebe gücüne bakıldığında İran'ın böyle bir saldırı altında galip gelebileceği oldukça şüpheli. Ancak çözülmesi gereken başka sorunlar var. İran nükleer tesislerini yeraltının derinliklerindeki yüksek güvenlikli sığınaklara taşıdı. Yalnızca özel mühimmatların bu tesislere zarar verme şansı olduğu düşünülse de bu garanti edilemez. Bu nükleer tesisleri hava savunma sistemleri, ve iyi eğitimli seçkin birlikler tarafından korunmakta.

İran'ın hava kuvvetleri küçük ve modası geçmiş olsa da balistik ve seyir füze programları iyi gelişmiştir. Ülkeye uygulanan kapsamlı yaptırımlar, İranlı bilim adamlarının silah geliştirmesine, askeri/endüstriyel kompleksini güçlendirmesine ve giderek daha gelişmiş tasarımlar üretmesini sağladı. 

İran füzesinin önünü geçmek neredeyse imkansız. Buna, hızla gelişen bir İran İHA filosu eklemek lazım. İran İHA'ları düşman savunmalarını alt ediyor ve hedefleri hassas bir şekilde vuruyor.

İran'ın Devrim Muhafızları (IRGC)'nin özel kuvvetleri ve mini denizaltıları da var. İran kıyılarındaki bir filoya ciddi zarar verebilecek güçte.

ABD'NİN BÖLGESEL MÜTTEFİK GÜCÜ

Aljazeera analisti Gatopoulo, ABD'nin bölgesel müttefiklerinin oluşturduğu askeri güce değindi. Gatopoulo, şu ifadeleri kullandı:

İsrailMısır'ın onayıyla Kızıldeniz'e Süveyş Kanalı üzerinden açık açık bir saldırı denizaltısı gönderdi. Haftalarca su altında kalabilen, süper sessiz denizaltı, torpidoların yanı sıra kara saldırısı ve gemi karşıtı füzelerde taşıyor.

Suudi Arabistan'dan gelen savaş uçakları,  ABD B-52'lerine eşlik etti.

Tüm bunlar, İran liderliğine, baş nükleer bilimci Muhsin Fahrizade ve General Kasım Süleymani'nin suikastlarına karşı herhangi bir tepkinin hoş görülmeyeceğine dair açık bir mesaj niteliğinde."

TÜM TAŞLAR YERİNE OTURUYOR

Başkanlığa seçilen Joe Biden'in İran'a karşı herhangi bir askeri harekata izin vermesi pek olası görünmediğini belirten Gatopoulo, analizinin devamında:

"İran ile arka kapı müzakerelerini başlatan William Burns'ü CIA direktörü olarak ataması bunun en büyük göstergesi.

İran, nükleer tesislerinde yüzde 20 uranyum zenginleştirme çalışmalarına yeniden başladığını duyurdu. 

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, geçen hafta  El Kaide'nin yeni üssünün İran'da olduğuna dair  iddiada bulundu. Ayrıca İran'ın El Kaide'ye yardım ettiğini ve onlara lojistik destek sağladığını öne sürdü.

Bu iddia oldukça önemli. Çünkü 11 Eylül 2001 saldırılarının arından çıkarılan Askeri Kuvvet Yetkisi uyarınca, El Kaide herhangi bir ülkeye bağlı olmayan uluslararası bir örgüt olarak kabul ediliyor. Bu nedenle El Kaide herhangi bir yerde hedef alınabiliyor. Yasa uyarınca El Kaide'ye yönelik askeri harekat için başkanın Kongre'den onay dahi almasına ihtiyacı bulunmuyor. 

İddialar doğruysa İran'a karşı askeri bir harekat için tüm parçalar yerine oturuyor. Başarı garantisi olmasa da ABD'nin 2003'te Irak'ta yaptığı gibi İran'da da savaşın fitilini ateşleme olasılığı yüksek.

20 Ocak'ta Biden'in göreve başlamasıyla İran'ın rahat bir nefes alacağının garantisi yok." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Milli Gazete

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.