Şeytan ittifakı! İkisi de isyankar, ikisi de bencil, ikisi de bölücü!

Şeytan ittifakı! İkisi de isyankar, ikisi de bencil, ikisi de bölücü!

“Merhum Erbakan Hocamız çok önemli özellikleri yanında aynı zamanda bir Siyonizm uzmanı da olarak tüm insanlığı uyarmaya çabalamış, sonunda da Siyonizm’in “hışmına uğramış” idi.”

“Merhumun her konudaki öngörülerine/basiretine şahit oluyoruz... “Siyonizm’i bilmeden, tanımadan dünyadaki olayları sağlıklı olarak değerlendiremeyiz.”, “Siyonizm 9. devrinde: Polis devleti kurmak istiyorlar. Kimlik no. ile her şeyimizi bilgisayardan tespit ederek, hepsini görecek. Herkesi takip edecekler, yardımlaşmaları bile önleyecekler. Her şeyi kontrol edecekler” derdi.”

“İlgili ayetlere dikkatle baktığımızda şeytan ve Siyonistlerin birçok ortak özellikleri var: İkisi de insana düşman. İkisi de bozguncu. İkisi de doğru yoldan sapıklığa, batıla çağırıyor. İkisi de ilahi “lanete” ve “gazaba” uğramışlar.”

Yukarıdaki satırlar, Milli Gazete yazarı Bahattin Elçi’ye ait.

Bahattin Elçi, bugünkü yazısında Şeytan+Siyonizm ittifakını ele aldı.

Elçi, yazısında, “İkisi de yeryüzünde ilahlık iddiasındadırlar. İkisi de Allah-u Teala’ya isyan etmiş, tevbeye özre yanaşmazlar. İkisi de lanetlenmişlerdir. İkisine de azgınlıkları için mehil ve izin veriliyor. Kibirli, bencil, hasetçi, bölücü, barış düşmanı, fıtrat düşmanı hilekâr, yalancı, ıslah iddiasında ifsad edici “iblis ilahlığını ilan etmiştir.” görüşlerine yer verdi.

İşte Bahattin Elçi’nin o çarpıcı yazısı;

“Dünyadaki olayları doğru okuyabilmek için hem dışımızdaki Furkan’a, hem kalbimizdeki Furkan’a hem de Siyonizm’i tanımaya muhtacız. Her sorumuza cevap, her sorunumuza çözüm, her derdimize deva/şifa sunan son kitap, son Peygamber tüm insanlığa rehber...

Önceki makalemizde hayat kitabımız Kur’an-ı Kerim’de geçen “iblis”, “şeytan”, “Yahudi”, “Beni İsrail” ile ilgili ayet-i kerimeler ışığında bugünkü “satanizm” ve Siyonizm’i doğru okuyabiliriz. Merhum Erbakan Hocamız çok önemli özellikleri yanında aynı zamanda bir Siyonizm uzmanı da olarak tüm insanlığı uyarmaya çabalamış, sonunda da Siyonizm’in “hışmına uğramış” idi.

Merhumun her konudaki öngörülerine/basiretine şahit oluyoruz... “Siyonizm’i bilmeden, tanımadan dünyadaki olayları sağlıklı olarak değerlendiremeyiz.”, “Siyonizm 9. devrinde: Polis devleti kurmak istiyorlar. Kimlik no. ile her şeyimizi bilgisayardan tespit ederek, hepsini görecek. Herkesi takip edecekler, yardımlaşmaları bile önleyecekler. Her şeyi kontrol edecekler” derdi.

İlgili ayetlere dikkatle baktığımızda şeytan ve Siyonistlerin birçok ortak özellikleri var: İkisi de insana düşman. İkisi de bozguncu. İkisi de doğru yoldan sapıklığa, batıla çağırıyor. İkisi de ilahi “lanete” ve “gazaba” uğramışlar.
İlginçtir ki; Yahudiler kendilerini 15. yy sonunda İspanya’daki Müslüman ve Yahudi katliamından ve zulmünden gemilerle kurtaran Osmanlı Devleti’nin parçalanmasını sağlamış, kendilerine zulmeden Firavun ve Hitler’in karakterine bürünmüştür. İyiliğe karşı kötülük ayrı bir özellik...

Firavun, Haman, Karun, Bel’am’lar birer sembol, karakter; her zaman var olacaklar. Her Yahudi Siyonist değil; Yahudi olmayan Siyonistler de var (Biden, Trump, Bush...). Karun ve Bel’am’ın Beni İsrail’den olduğu söylenir. Firavun safındaydılar. Siyonistler, Firavun’un, Hitler’in izindeler; aynı siyaset ve aynı yöntemle (bölücülük, ırkçılık, çocukları öldürmek, ilahlık taslamak…).

İkisi de yeryüzünde ilahlık iddiasındadırlar. İkisi de Allah-u Teala’ya isyan etmiş, tevbeye özre yanaşmazlar. İkisi de lanetlenmişlerdir. İkisine de azgınlıkları için mehil ve izin veriliyor. Kibirli, bencil, hasetçi, bölücü, barış düşmanı, fıtrat düşmanı hilekâr, yalancı, ıslah iddiasında ifsad edici “iblis ilahlığını ilan etmiştir”.
“Firavun rabliğini iddia etmiştir.” Zamanımızın “Karun”larından Bill Gates: “Benim paraya ihtiyacım yoktur. Tanrı’nın işini yapıyorum(?!) diyebiliyor. Dünya nüfusunun planlanması/azaltılması için aşı çalışmalarına öncülük ettiği biliniyor.

Parayı, ilaç ve silah endüstrisini, medyayı, DSÖ’yü, tüm uluslararası kuruluş ve örgütleri devlet ve hükümetleri suyu, gıdayı, illegal ve legal örgütleri kontrol edebilen bir “elit grup” dünyayı yeniden düzenliyor. İnsanların fıtratlarına dijital yöntemle müdahaleye, güdümlemeye, yeni bir tür varlık üretmeye, genlerle oynamaya çabalıyor...

B. Gates: “Nüfusu azaltmalıyız.”

Harari: “Sağlıkta çelişkiler yaşanacak, yeni bir tür varlık oluşturulacak.”

“Kehânetler” (2005 basımı) adlı eserde: “2020’lerde zatürre benzeri hastalıklar çıkacak 10 yıl sürecek...”(?!)

BionTech’in kurucusu Uğur Şahin: “Bu virüs on yıl daha aramızda olacak.” Bu iki cümleyi nasıl okuyacağız?
Sanki Allah-u Teala’nın hükümlerini, emir ve yasaklarını, yasalarını, ilkelerini Kur’an-ı Kerim’den, Efendimizden (S.A.V.) öğrenmiş ve tam tersine/aykırı bir ifsad/bozgunculuk projesi, programı ve planları üretmişler. Beni İsrail’e Hz. Musa (A.S.) indirilen Tevrat’ı zamanla tahrifle/eklemeler, çıkartmalar değişiklikler yapmışlar, Hz. İsa’yı (A.S.) ret ve inkârla öldürmeye teşebbüs etmişlerdir.

İncil’i de Tevrat gibi tahrif etmişler, çeşitlendirmişler. Pavlus eliyle de tevhidi teslise dönüştürmüşlerdir. Ürettikleri mezhepleri/mensuplarını da savaştırmayı başarabilmişlerdir. Asr-ı Saadet’ten sonra da itikadi/siyasi ilk fırkalaşmayı sağlayabilmişlerdir.

Geçmişte Hz. Musa (A.S.) Sina’ya gittiğinde ardından “buzağı heykeli” yaparak taptılar. New York’ta DTÖ binası önünde de “boğa heykeli” var! Sina Dağı üstlerine kaldırıldığında, “İşittik, itaat etmiyoruz” dediler.
İyilikleri engellemek, kötülükleri (fuhşu, münkeri) emretmek, tariki müstakim dışındaki yollara, düzenlere, hukuk ve ilkelere çağırmak (Fatiha, En’am/153, Yasin/60).

Tek doğru yol/düzen/din/hayat tarzından bizi öteki sapkın/batıl/bidat/dalalet yollarına çağıran, yolumuzu kesen, öteki yollara yöneltenler insan ve cin şeytanlarıdır. İslam’ın dışındaki yolların hepsinin batıl olduğu biliniyor (Yahudilik, Hıristiyanlık, Budizm, tüm beşeri orijinli hukuk, ideolojiler, düzenler, ilkeler, görüşler). Bunlardan da Rabbimize sığınıyoruz. Merhum N. F. Kısakürek’in ifadesiyle: “Doğrumuz İslam; yanlışımız ondan başka her şey.” Bu yol Rabbimizin çağırdığı, tavsiye buyurduğu yoldur. (En’am/153) (Fatiha/6-7) (Nas/son)
Rabbimiz bizi uyarmıştı: “Şeytana uymayın, o sizin düşmanınızdır; bana uyun, dosdoğru yol budur” (Yasin/60-61). Melun iblis de: “Ben senin doğru yolun üzerinde oturup, onları her yöne saptıracağım, ihlaslı kulların müstesna…” Şeytanın muttakiler ve muhlisler üzerinde nüfuzu yoktur. “...Cin ve insan şeytanlarının şerlerinden insanların Rabbine, Meliki’ne, ilahına sığınırız” (Nas).

Nisa/117-121: “Şeytanın emretmesiyle Allah’ın yarattığı (teşri ve kevni) yasaları değiştirilecek/insan fıtratı bozulacak.”

Nahl/90: “Allah-u Teala adaleti, ahlakı (ihsanı), infakı emrediyor; zulmü, fuhşu, münkeri yasaklıyorken, insan ve cin şeytanları bunun aksine çağırarak, yönlendirerek, saptırarak batıla çabalıyorlar.” AllahuTeala’nın yoluna, hükümlerine, yasalarına karşı ifsada/bozgunculuğa çabalıyorlar. “Islah adıyla ifsad yapıyorlar.” “Harsı ve nesli ifsad ediyorlar.” “Kötülükleri emirle, iyilikleri yasaklıyorlar.” Hâlbuki Rabbimiz “iyiliklerin emredilmesini, kötülüklerin yasaklanmasını” emrediyor (Al-i İmran/103, Hac/41).

Tabiattaki dengeyi/düzeni bozmak için “bilim” nimeti ahlaksızca insanlığın zararına kullanılıyor. Bitki, hayvan, su, toprak, iklim, insan... Fıtratla, genlerle uğraşıyorlar. Fıtratullaha açıkça saldırılar, müdahaleler artıyor. Geçmiş kavimlerde yaşanarak helakle sonlanan tüm eylemler günümüzde sıradanlaştı. Helak nedenlerinin tümü fazlasıyla insanlığı, geleceği tehdit ediyor. Teraziler doğru tartmıyor. Fuhuş her çeşidiyle yasal korumada; hak ve özgürlük sayılabiliyor. “Hars ve nesil ifsatta...”

Adalet terazileri de bozuk. Geçmişte bir deveyi katletmeleri nedeniyle bir kavim helak edilmişti. Avustralya’da binlerce deve açıkça katledildi. Hem “kevni düzen” hem de “teşri düzen” insanın mutluluğu içindi. Hem cin hem de insan şeytanları da “eşref-i mahlûkat” olan insanın düşmanı değil miydi?

Gerek insan ve gerekse cin şeytanların şerlerinden korunmanın çaresi “müttakiler”den, “muhlis”lerden olabilmektir.

Rabbimiz insanları; insan ve cin şeytanlarının bulunmadığı “darüsselama”/barış yurduna/cennete ulaştıracak “sıratı müstakim”e çağırıyor. Şeytanlar/tağutlar da batıl yollarla ateşe/cehenneme çağırıyorlar. Siyonizm’le/Siyonistlerle Covid-19 vb. konularla ilgili “araştırma”, “soruşturma” yapabilecek bir makam var mı, olabilir mi? Bu cesarete ne kadar muhtacız.

Acaba insan ve cin şeytanları olmasaydı, dünyamız bugünkü gibi olur muydu? Onlar ifsad/bozgunculuk görevlerini yapıyorlar. Islahat/adalet adına onlarla cihat edenlere selam olsun.

“Normalleşme süreci” tamamlandığında Siyonizm/Büyük İsrail Projesi tamamlanmış olacak. Hesap bu. Rabbimiz tuzakları, oyunları, hileleri bozandır. Elbette bu böyle gitmeyecektir. Firavun’un sonu ne olduysa, Firavunların sonu o olacak. Siyonistler, helak olucu sonlarına hızla koşuyorlar (Araf/167).”

Kaynak: Milli Gazete

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.