Salgın kontrolden çıktı.

Salgın kontrolden çıktı.

DİSK Genel Başakanı Arzu Çerkezoğlu, "Halkın sağlığını, işini ve gelirini koruma sorumluluğunu taşıyanların alması gereken acil önlemleri, daha büyük bedeller ödemeden bir kez daha hatırlatmayı tarihi bir sorumluluk olarak görüyoruz" diyerek '

Koronavirüs salgını Türkiye'nin her tarafında yeni pikler yaparken Türkiye'nin en büyük işçi sendikalarından biri olan DİSK'ten flaş bir çağrı geldi. DİSK Genel Başakanı Arzu Çerkezoğlu, "Halkın sağlığını, işini ve gelirini koruma sorumluluğunu taşıyanların alması gereken acil önlemleri, daha büyük bedeller ödemeden bir kez daha hatırlatmayı tarihi bir sorumluluk olarak görüyoruz" diyerek 'Sağlığımı, işimiz, aşımız ve geleceğim için 4 şart" çağrısını duyurdu.

Birinci şartın akıl ve bilim olduğu belirtilirken, "Bakanlığın “Bilim Kurulu”yla bile paylaşmadığı verilerin tamamı, il ve ilçe bazında toplumla paylaşılmalı, ilgili kurumlarla işbirliği yapılmalı ve bilimin öngördüğü tedbirler kararlılıkla uygulanmalıdır" denildi.

Tüm işlerin 14 durmasının şart olduğu açıklanan ikinci şartta, "Acil ve zorunlu işler dışında tüm işlerin en az 14 gün durması şart! (...)Bu süre zarfında halkın ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik ekonomik ve sosyal tedbirler alınmalı ve çalışanlar ücretli izinli sayılmalıdır(...)" ifadeleri yer aldı.

Sosyal devlet, sosyal bütçe vurgusunu yapılan üçüncü şartta, "(...)Asgari ücret insanca yaşanacak bir düzeye çekilmeli ve vergi dışı bırakılmalıdır.
2021 bütçesi kamusal hizmetleri geliştirecek, salgında iş ve gelir kaybına uğrayan kesimleri destekleyecek biçimde oluşturulmalıdır" çağrısı yapıldı.

Koronavirüs aşısının herkese ücretsiz olması gerektiği belirtilen üçüncü şartta, "Covid-19 aşısının temininde gecikilmemeli, uygulamada ayrımcılık yapılmamalı, Covid-19 aşısı risk gruplarından ve sağlık emekçileri başta olmak üzere zorunlu işlerde çalışanlardan başlanarak herkese ücretsiz uygulanmalıdır" denildi.

İşte DİSK'ten yapılan o açıklama...

Covid-19 salgını sonucu bir yandan hastalanıyor, sağlığımızı ve yaşamımızı yitiriyoruz; diğer yandan da işimizi, gelirimizi, olmayan birikimimizi kaybediyor daha fazla borçlanıyor ve yoksullaşıyoruz.

Bu acı tablo ortada iken ülkeyi yönetenler aylardır salgınla değil rakamlarla mücadele ederek vakit kaybetti. Hastalananların ve yaşamını kaybedenlerin sayılarını düşük göstererek, bilim insanlarının işini zorlaştırdı ve toplumda rehavet yarattı. İktidar pandemiden başarı hikâyesi çıkarmak için gerçeklerden ve bilimden uzaklaştıkça, ödediğimiz bedel ağırlaştı. Hasta rakamlarını saklamanın tükenen sağlık çalışanlarına ve tıkanan sağlık kurumlarına hiçbir yararı olmadı.

Sadece sağlığımızı değil işimizi ve aşımızı korumak için de gerekli önlemler alınmadı. Giderek ağırlaşan geçim ve yaşam kavgamız için adım atmak yerine ekonomide başarı öyküler anlattı. Büyük şirketlerin vergi borçlarını sıfırlayan iktidar, işçi sınıfı başta olmak üzere halkın bu süreçteki sorunlarını görmezden geliyor. Halkın işini ve geçimini güvence altına almadan, milyonları “salgından veya açlıktan ölme” tercihine mahkûm bırakarak, salgınla mücadele edilmiyor.

“Çarklar dönecek” ısrarı ile acil ve temel işler dışındaki işlerin belirli bir süreyle durdurulmaması Covid-19’un bir işçi sınıfı hastalığı olarak yaygınlaşmasına neden oluyor. Çarklar işçilerin canıyla dönerken, sermayenin çıkarları halk sağlığının önüne geçiyor.

Salgın koşullarına uygun biçimde eğitimin devamlılığının herkes için sağlanamaması, gençlerimizin, çocuklarımızın geleceğini karartıyor.

Aklı ve bilimi esas almadan; devletin sosyal görevlerini hatırlamadan, işçilerin, emekçilerin ve yoksulların ihtiyaçlarını yok sayan, halkın tamamının sağlığını, işini ve geçimini korumayı görev olarak görmeyen bir anlayışla salgına karşı mücadele yönetilemiyor. Somut önlemler alınmadan, ideolojik propaganda ile, nasihat ile virüs durdurulamıyor.

Bu temel gerçekler ışığında, halkın sağlığını, işini ve gelirini koruma sorumluluğunu taşıyanların alması gereken acil önlemleri, daha büyük bedeller ödemeden bir kez daha hatırlatmayı tarihi bir sorumluluk olarak görüyoruz.

AKIL VE BİLİM ŞART!

Salgınla mücadelede bilgi olmadan olmaz. Bakanlığın “Bilim Kurulu”yla bile paylaşmadığı verilerin tamamı, il ve ilçe bazında toplumla paylaşılmalı, ilgili kurumlarla işbirliği yapılmalı ve virüsün yayılmasını engelleyecek bilimin öngördüğü tedbirler kararlılıkla uygulanmalıdır.

ACİL VE ZORUNLU İŞLER DIŞINDA TÜM İŞLERİN EN AZ 14 GÜN DURMASI ŞART!

Acil ve zorunlu işler dışında tüm işyerlerini istisnasız olarak kapsamına alan, 14-21 gün süreyle gerçek anlamda kapanma acilen hayata geçirilmelidir. Bu süre zarfında halkın ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik ekonomik ve sosyal tedbirler alınmalı ve çalışanlar ücretli izinli sayılmalıdır. Kapanma süresinde işçi, işsiz, küçük esnaf, emekli yurttaşlar ve kadınlar devlet tarafından desteklenmelidir.

Çalışma saatleri kısaltılmalı, mümkün olan işlerde kurallara uyularak evden çalışma sağlanmalı, kamuda ve özel sektörde dönüşümlü-kademeli mesai uygulamasına geçilmelidir.

SOSYAL DEVLET, SOSYAL BÜTÇE ŞART!

İşten çıkarma yasağı bütün istisnaları kaldırılarak devam etmeli, ancak ücretsiz izin uygulamasına derhal son verilmeli, kısa çalışma ödeneğinden faydalanma koşulları kolaylaştırılmalı ve bu ödenek en az asgari ücret düzeyine çekilmelidir.

Asgari kullanım bedelinde elektrik, su, doğalgaz, iletişim gibi temel hizmetler parasız olmalıdır.

Eğitimin yüz yüze yapılmasının uygun koşulları oluşturulana kadar, öğrencilerin gereksinimi olan uzaktan eğitime erişim cihazları ve internet bağlantısı ücretsiz olarak sağlanmalıdır.

Asgari ücret insanca yaşanacak bir düzeye çekilmeli ve vergi dışı bırakılmalıdır.

2021 bütçesi kamusal hizmetleri geliştirecek, salgın süresince iş ve gelir kaybına uğrayan kesimleri destekleyecek biçimde oluşturulmalıdır. Salgın hızla devam ederken bütçe kaynakları, “mega projeler” adı verilen Kanal İstanbul gibi gereksiz kamu yatırımları için değil halkın sağlığı ve geçimi için kullanılmalıdır.

Sosyal devlet uygulamaları için şirketler ve büyük servetler vergilendirilmeli, dolaylı vergilerin vergi gelirleri içindeki payı azaltılmalıdır.

HERKESE PARASIZ AŞI ŞART!

Grip ve zatürre aşısında yaşandığı gibi, Covid-19 aşısının temininde gecikilmemeli, uygulamada ayrımcılık yapılmamalı, Covid-19 aşısı risk gruplarından ve sağlık emekçileri başta olmak üzere zorunlu işlerde çalışanlardan başlanarak herkese ücretsiz uygulanmalıdır.

Kaynak: KRT

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.