Karaduman: Doğu Türkistan’daki soykırıma sessiz kalmayın

Karaduman: Doğu Türkistan’daki soykırıma sessiz kalmayın

Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, TBMM'de yaptığı konuşmada, "Hiçbir pazarlık Doğu Türkistan’da yaşanan soykırıma sessiz kalmanın bir gerekçesi olamaz." dedi.

TBMM Genel Kurulu Meclis Başkanvekili Haydar Akar başkanlığında toplandı. Genel Kurulda, Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman "İnsan Hakları Eylem Planı ve Çin'in Doğu Türkistan'daki uygulamaları" hakkında konuştu. 

Saadet Partisi Milletvekili Karaduman, "Ayağınıza vurulan hangi pranga sizi bu denli hareketsiz, duyarsız ve kifayetsiz bıraktı? Bu zulüm karşısında ne zamana kadar sessiz kalmayı tercih edeceksiniz? Hiçbir pazarlık Doğu Türkistan’da yaşanan soykırıma sessiz kalmanın bir gerekçesi olamaz. Bugün sussanız da Türkiye, size rağmen mazlumun umudu, zalimin korkusu olacaktır. Bizler bu zulme sessiz kalmayacağız, her platformda Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin sesine ses olmaya gayret edeceğiz. Bu zulüm karşısında takınılan tavır, bugünkü sessizlik elbette tarihe düşülen nottur. Ama biz tekrar uyarıyoruz. Sessiz kalmayın, Çin’den değil, Allah’tan korkun." dedi. 

Karaduman, konuşmasında şunları söyledi:

99'A KARŞI 1'İN HAKKININ GÖZETİLDİĞİ ADİL TÜRKİYE İSTİYORUZ: Ülkemizde adaletin tesisinin olmazsa olmaz şart olduğunu her fırsatta ifade ediyoruz. Biz Saadet Partisi olarak; yargının bağımsız olduğu, kimsenin hakkının gasp edilmediği, çoğunluk olmanın veya iktidar sahibi olmanın hak sebebi olarak görülmediği, 99’a karşı 1’in hakkının gözetildiği adil bir Türkiye istiyoruz.

ÇELİŞKİLER ADALETLE BİRLİKTE GÜVENİ KALDIRIYOR: İnsan Hakları Eylem Planı ile açıklanan hususların önemli olduğunu düşünüyor ve bunları destekliyoruz. Ancak ifade edilen haklar hâlihazırda yasal güvence altındadır. Nitekim yasalarca belirlenmiş haklar keyfi uygulamalarla gasp ediliyor. Türkiye’de temel hakların teslim edilmesi konusunda yeni bir içerikten ziyade mevcut yasalara uygun uygulamaya ihtiyaç vardır. Hukuku rafa kaldırıyorsanız, mahkemelere talimat veriyorsanız, emellerinize uygun karar vermeyen yargı mensuplarını cezalandırıyorsanız öncelikle bu anlayışınızı değiştirme noktasında bir irade ortaya koymalısınız. Açıkça söylemeliyim ki süslü cümleler bu tahribatı görünmez kılmıyor, eylemlerinizle çelişki içerisinde olan söylemleriniz artık umut olmuyor, bu çelişki adaletle birlikte güveni de ortadan kaldırıyor.

ZİHNİYETİNİZİ DEĞİŞTİRİN: Hangi yasayı düzeltir, hangi yasayı çıkarırsak ve hangi eylem planını ortaya koyarsak adil olacağız? Sorusuna cevap bulamıyorsanız buradan çıkarılması gereken asıl husus adaleti tesis edecek bir anlayışa olan ihtiyaçtır. Zihniyetinizi değiştirmediğiniz sürece “eylem planı” olarak açıkladığınız şeyler, söylem planı olmaktan öteye geçmeyecektir.

ÇİN, 3 MİLYON UYGUR TÜRKÜ'NÜ ESİR TUTUYOR: İnsan hakları demişken bütün dünyanın gözü önünde yaşanan bir zulmü buradan duyurmayı bir mesuliyet olarak görüyorum. Sizi İnsan Hakları konusunda hassas bir zamanınızda yakalamışken bir daha hatırlatmak istiyorum. Doğu Türkistan diye bir yer var bildiniz değil mi? Uygur Türkleri, Çin, toplama kampları bir şeyler anımsatıyor mu size? Çin, Doğu Türkistan’da soykırım yapıyor. Çin Devleti, akla hayale gelmeyecek zulümleri uyguladığı toplama kamplarını dünyaya “eğitim merkezi” olarak tanıtıyor ve bu kamplarda 3 milyon Uygur Türkü’nü esir tutuyor. Katliamlar, yargısız infazlar, keyfî gözaltı, keyfî tutuklama, işkence ve idam cezaları ile doğum kontrolü politikası nedeniyle gerçekleşen ölümler ve nükleer denemelerden kaynaklı yaşam hakkına yönelik ihlaller sistematik olarak devam ediyor. Uygur dilinin yasaklanmasıyla birlikte kültürel asimilasyon sonucunda Doğu Türkistan Çinlileştiriliyor.

TÜRKİYE'NİN SESSİZLİĞİNİ REDDEDİYORUZ: Demografik yapının değişmesi, zorunlu göç ve yerleşim politikaları sonucunda çok sayıda insan yerinden ediliyor, bölgeye Çinlilerin yerleştirilmesiyle işgal açıkça gerçekleştiriliyor. Zorunlu kürtaj uygulanıyor, genç kızlar zorunlu işçi olarak çalıştırılıyor, Doğu Türkistanlı kadınlar fuhşa zorlanıyor. Bütün bu zulümler yıllardır sistematik bir biçimde uygulanmaya devam ediyor. Bu zulümleri bütün dünya görüyor ve geçtiğimiz aylarda konu ile ilgili ortak bir bildiri yayımladı. Çin’in uygulamalarını kınayan bildiride 39 farklı ülkenin imzası varken, Türkiye’yi bu mezalim karşısında sessizliğe mahkûm eden anlayışı reddediyoruz. Üstelik kamplardaki annesinden, babasından, ailesinden haber alamayan Doğu Türkistanlıların büyükelçilik önündeki eylemleri sebebiyle kardeşlerimiz gözaltına alınıyor. Adeta Çin’den sorulması gereken hesap ülkemizdeki Doğu Türkistanlı kardeşlerimizden soruluyor.

ÇİN'DEN DEĞİL, ALLAH'TAN KORKUN: Bizim inancımızda mazlumu korumak vardır, zulme sessiz kalmak bizim inancımızda yoktur, biz inanıyoruz ki zulme rıza zulümdür. Ünlü düşünür Gandhi derki altın prangalar demir olanlardan çok daha kötüdür. Ayağınıza vurulan hangi pranga sizi bu denli hareketsiz, duyarsız ve kifayetsiz bıraktı? Bu zulüm karşısında ne zamana kadar sessiz kalmayı tercih edeceksiniz? Hiçbir pazarlık Doğu Türkistan’da yaşanan soykırıma sessiz kalmanın bir gerekçesi olamaz. Bugün sussanız da Türkiye, size rağmen mazlumun umudu, zalimin korkusu olacaktır. Bizler bu zulme sessiz kalmayacağız, her platformda Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin sesine ses olmaya gayret edeceğiz. Bu zulüm karşısında takınılan tavır, bugünkü sessizlik elbette tarihe düşülen nottur. Ama biz tekrar uyarıyoruz. Sessiz kalmayın, Çin’den değil, Allah’tan korkun."

Kaynak: Milli Gazete

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.