
DEPREME KAUÇUKLU TEDBİR...
Şehir Planlamacı ve Mimar Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, radyo, buzdolabı, çamaşır makinesi gibi teknik aletlerin ambalajında kullanılan ve "köpük" olarak bilinen maddeden üretilen tuğlalarla depreme dayanıklı binalar yapılabileceğini söyledi.
Şehir Planlamacı ve Mimar Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, radyo, buzdolabı, çamaşır makinesi gibi teknik aletlerin ambalajında kullanılan ve "köpük" olarak bilinen maddeden üretilen tuğlalarla depreme dayanıklı binalar yapılabileceğini söyledi. Prof. Dr. Ahmet Vekfik Alp, İstanbul'daki yapıların çok küçük bir bölümünün geçerli deprem yönetmeliğine göre dizayn edildiğini belirterek, "Geri kalan yapıların büyük bir çoğunluğu plansız, projesiz olduğu için ciddi bir depremde yerle bir olma ihtimali yüksek. Bu durumda olası bir deprem İstanbul'da akıl almaz yıkımlar ve kayıplar yaşanmasına neden olabilir" dedi. İstanbul'daki kaçak, kontrolsüz ve plansız yapıların, bunların yanısıra hiç bir düzeni olmayan adeta çağıdışılığın göstergesi olarak nitelenebilecek gecekonduların varlığından büyük bir rahatsızlık duyduğunu ifade eden Alp, "Hepimizin bildiği gibi şehirdeki mevcut yapıların tamamına yakını şiddeti yüksek bir sarsırtıda yerle bir olur. Yapıları bu şiddette bir depremden korumak gibi bir şansımız yok. Başta Çin ve Yunanistan olmak üzere ABD ve son zamanlarda ülkemizde benim de gündeme getirdiğim depremi önceden tespit çalışmalarının desteklenmesi ve depremi kayda değer bir süre önceden, hiç olmazsa belli bir güvenirlikle haber almamız en azından İstanbul açısından önem taşıyabilir" diye konuştu. BETONARME EN SON ALTERNATİF Depreme dayanıklı yapılardan söz edildiğinde betonarmenin akla gelebilecek en son alternatif olacağını söyleyen Alp, betonarme yapıların çok ağır ve çok pahalı olduğunu, ayrıca inşa edilen binalara fazla beton ve fazla demir koymak gerektiğini belirtti. Bu bakımdan betonarme yapıların yerine, gelişmiş ülkelerin uyguladığı depreme dayanıklı, ucuz ve inşası çok kısa sürede gerçekleşen yapı sistemlerinin Türkiye'ye getirilmesi gerektiğini kaydeden Alp, depreme en dayanıklı yapıların ahşap yapılar olduğunu söyledi. Yeni kimyasal metotlarla, yeni tekniklerle ahşabın, bir takım fırınlardan, vakumlardan geçerek bir nevi kemik yapısına dönüştüğünü anlatan Alp, depreme dayanıklı bir yapı tarzı olan çelik yapıların da esnekliklerinden dolayı ve beton gibi kırılgan olmadığından aynı ahşap gibi depreme dayanıklı bir davranış gösterdiğini ifade etti. Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, radyo, buzdolabı, çamaşır makinesi gibi teknik aletlerin ambalajında kullanılan ve "köpük" olarak bilinen maddeden de depreme dayanıklı binalar yapılabileceğini belirterek şöyle devam etti: "KÖPÜKLE 10 KATLI BİNA YAPILABİLİR" "Biz mimarların maketlerde kullandığı, ambalaj sanayiinde de değişik amaçlar için kullanılan köpük dediğimiz bu beyaz ve hafif malzeme yüksek vasıfta basınçlanarak hazırlanıyor ve bir nevi inşaat tuğlası haline getiriliyor. Daha sonra bunların içindeki deliklere beton ve demirler konularak bina yapılabilmesi mümkün hale getiriliyor. Almanya ve Avustralya'da ön plana çıkan bu tür yapılar hem hafif hem ucuz. Bu köpük teknolojisiyle de 10 kata kadar binalar yapmak mümkün oluyor." Japonlar tarafından gündeme getirilen sismik izolatörlerin de hem eski hem de yeni yapılara uygulanabileceğini söyleyen Alp, "Bu sistemde olası bir depremde zemin sallanıyor, zeminle birlikte temel de sallanıyor ama temelle birlikte binayı bağlayan noktada konuşlanan sismik izolatörler altaki sarsıntıyı üs yapıya aktarmıyor. Düşünün bir kez; zemin sallanıyor ancak bu sarsıntı ana yapıya ulaşmıyor. Kısacası yapı hasar almıyor. Bunlar dünya üzerinde çeşitli şekillerde kullanılıyor. Kauçuktan yapılanı var, yağ kullanılarak yapılanları var" dedi. EKOLOJİK KENT PROJESİ Sismik izolatörlerin en son çıkan pandül sistemi adı altındaki teknolojisinin diğer türlere göre biraz daha ön planda olduğuna dikkat çeken Şehir Planlamacı ve Mimar Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, ülkemizdeki karayollarında ve viyadüklerde bu sistemin kullanılacağının karara bağlandığını hatırlattı. Gelişmiş ülkelerde özellikle Uzak Doğu'da, Japonya'da depreme dayanıklı yeni şehir temaları üzerinde çeşitli çalışmalar sürdürdüklerini kaydeden Alp, "Ekokent, diğer deyişle ekolojik kent projesi üzerinde yoğunlaşıyoruz. Zemine amortisörlü ayaklarla basan bu şehir teması, hem karada hem denizde konuşlanabilme özelliğine sahip. Biz mimar ve şehir plancıları, insanoğlunun bundan böyle iklimin, doğanın ve kötü koşullardan, soğuktan, aşırı sıcaktan, depremden ve selden korunabilmesi için ama diğer taraftan doğanın tüm güzelliklerini yaşayabilmesi için yeni şehir kurguları üzerinde çalışıyoruz" dedi.
- 22.4.2002 08:54
Kaynak: Haber Vitrini
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.