
DÜNYANIN BATIL İNANÇLARI...
Fransa'da bir süre önce yapılan bir araştırma, dünya genelinde insanların günlük hayatlarında uyguladıkları 500 bin ayrı batıl inanç olduğunu ortaya koydu
. Kimi, aynı kibritle üç kişinin birden sigarası yakılırsa, özellikle genç olanının öleceğine inanırken, kimi de merdiven altından geçmenin uğursuzluk getireceğini iddia ediyor. Ünlü İspanyol ressam Pablo Picasso, yatağının üzerine şapka bırakılmasını, "birinin ölümüne işaret" sayardı ve çok kızardı. Napolyon Bonaparte de 17 sayısının uğursuzluğuna inanırdı. BİR KİBRİTLE ÜÇ SİGARA Aynı kibritle üç kişinin birden sigarası yakılırsa, bu üç kişiden özellikle genç olanının öleceğine dair inanışa konu olan hikaye, Güney Afrika'da doğdu. 1899'daki Boer Savaşı sırasında, İngiliz askerleri, geceleri siperlerinde sigaralarını yakmak için bir kibriti üç kişi arasında dolaştırmışlardı. Bu tedbirsizlik ise yerlerini belli etmiş ve Güney Afrikalılar tarafından öldürülmelerine yol açmıştı. MERDİVENİN ALTI Bazı insanlar, 'Bir merdiven, ister iki ayaklı biçimde açılmış olsun, ister duvara dayalı olsun, asla onun altından geçilmemelidir' derler. Uğursuzluk getirdiğine inanılan bu davranışın geçmişi iki sebebe dayanır. Açık veya kapalı bir merdiven üçgen biçimini oluşturur. Üçgen ise Doğu ve Batı inanç sistemlerinde kutsallığı simgeler. Bu üçgenin içerisine bir biçimde giren kişinin, orada oluştuğuna inanılan kutsallığı bozduğuna inanılır. Açık merdiven ise idam sehpasını çağrıştırır. TAHTAYA 'TIK TIK' Dünyanın hemen hemen her yanında, anlatılan herhangi bir olumsuz olayın kişinin başına gelmemesi için hemen, parmakların büklümüyle vurulacak bir tahta aranır. Kimi yerlerde buna ek olarak kulak memesinin çekildiği veya tahta bulunamadığı zaman herhangi bir sert yüzeye "tık tık" yapıldığı da görülür. Tahta, yani kökeni olan ağaç, insanlığın en eski çağlarından bu yana kutsal olarak kabul edilegelmiş ve tüm inanç sistemlerinde büyük önem taşımıştır. Kökleri toprağın derinliklerinde, dalları ve yaprakları göğe doğru... Hem "yukarı" dan güç alır aşağıya verir, hem "aşağı" dan güç alır yeryüzüne, insanlara hayat verir. Bu sebeple, insan şahit olduğu herhangi olumsuz bir olayın kendi başına gelmemesi için, kutsal kabul edilen ağacın ürünü olan tahtayla bir biçimde temas etmek, ondan güç almak ihtiyacı duyar. KIRIK AYNA Çoğu kültürde ayna kırmanın uğursuzluk getireceğine inanılır. Kırılan aynanın parçaları en kısa sürede evden çıkarılmalı ve toprağa gömülmelidir. Eski Roma'da insan hayatının yedi yıllık dönemler biçiminde sürdüğü kabul edilirdi. Ve bir ayna kırılırsa, yedi yıllık bir kıtlık döneminin başladığına inanılırdı. Onbeşinci yüzyılda Venedik'te bugün bildiğimiz aynalar üretilmeye başlanınca, ayna kırmama inancı başka bir şekil aldı. Arkası sırlı ince camdan üretilen bu aynalar çok pahalı olduğu için, hizmetçilere, ayna kırmanın yedi yıl boyunca felaket getireceği söylenerek gözleri korkutulurdu. Sonraki yüzyıllarda çok daha ucuz aynalar üretilmesine rağmen bu inanış artık geri dönülemez biçimde tüm Avrupa'ya yayılmış bulunuyordu. 13 SAYISI Bugün dünyada kimi otellerde 13'üncü kat, 13 numaralı oda, 13 numaralı masa bulunmaz. Kimi uçaklarda ve trenlerde 13 numaralı koltuk yer almaz. Hatta kimi hastanelerde 13 numaralı oda ve yatak da bulunmaz. Yöneticileri böyle davranmaya yönelten sebep, bazı insanların yaygın ve kararlı biçimde 13 sayısının uğursuzluğuna inanmalarıdır. 13 sayısına yüklenen olumsuz anlam, Hazreti İsa'ya 12 havarisinden birinin ihanet etmesi hikayesiyle daha da yerleşik bir biçime dönüşmüş ve neredeyse tüm dünyada 13 sayısı ölümle özdeş tutulur duruma gelmiştir.
- 12.4.2002 08:59
Kaynak: Haber Vitrini
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.