CHP’NİN MASONLARI

Cumhuriyet hükümetinin Sabetay – Mason ittifakı, kısa süre sonra çatırdamaya başladı.
Masonların ve Sabetayların CHP ve bürokraside köşe başlarını tutması, hem parti içerisinde hem de devlette rahatsızlıklara yol açtı.
Masonlarla bir kavga çıkması beklenirken, ilk kavga Sabetaylarla çıktı.
Bir Sabetay olan Karakaşzade Rüştü, kendi topluluğu Sabetay dönmelerinin içerisindeki bir grubun bu ülkeye düşman olduklarını devletine ihbar etti. Atatürk’e ve TBMM’ye mektup yazıp, “İçimizde bir grup bir türlü Türkiye ve Türklerle asimile olmuyor. Onlar yaşadıkları ülkede kendi nizamlarını kurmak istiyorlar. Onların Türklere asimilesi sağlanmalıdır. Bu yapılmadığı takdirde bu kesim Türk milletinin başına bela olacaktır.” dedi.
Bugün yaşadıklarımıza bakarak; Karakaşzade ’nin bu ihbarında ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı.
Karakaşzade Rüştü’nün ihbar mektubuyla birlikte, gazetelerde Sabetaylarla Sabetay olmayanlar arasında karşılıklı hakaretlere varan yazılar çıkmaya başladı.
İş dallanıp budaklanınca, M.Kemal iki tarafa da haber gönderip İstiklal Mahkemesi tehdidiyle kavgayı noktaladı.
1925 yılından itibaren bu kez Masonluğa karşı tepkiler yükselmeye başladı.
Bu tepkiler dini açıdan gelen tepkiler değil, devletin ve iktidarın gücünü paylaşma tepkileriydi…
Masonlarla savaşı, M.Kemal ’in yakın adamlarından Mahmut Esat Bozkurt başlattı.
Kim bu Mahmut Esat Bozkurt?
1911 yılında İstanbul Hukuk Mektebini bitirdi, İsviçre’de (Lozan ve Freiburg Üniversiteleri) “Osmanlı Kapitülasyonları Rejimi” üzerine verdiği tezle Hukuk Doktoru unvanını kazan­dı.
Mahmut Esat, dönemin adliye bakanıdır.
Laik hukuk sisteminin ve Medeni kanunun mimarıdır. Bugün yürürlükte olan pek çok yasa onun elinden çıkmıştır.
1926 yılında Ege denizinde Türk gemisi “Bozkurt” ile Fransız gemisi “Lotus ”un çarpış­malarının Adalet Divanında görülen davasın­da Türk tarafını temsil etti.
Yaptığı sa­vunma sonucunda davayı kazandı. Bu ne­denle, daha sonra, Bozkurt soyadını aldı.
30 Kasım 1925’te kabul edilen yasayla tekke, zaviye ve türbeler kapatıldı; türbedarlıklar ile şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik vb. birtakım unvanlar kaldırıldı.
Mahmut Esat, o dönemde kapatılmaya uğraşılan tekke ve zaviyelerle birlikte Mason derneklerini de kapattırmak için çaba harcıyordu.

Bu derneklerin, tekke ve zaviyeleri kapatan kanun kapsamında olmasını istiyordu.
Fevzi Çakmak, Şükrü Saraçoğlu ve Recep Peker’de kendisine tam destek verdi.
Bu ekibe karşı masonlar da mecliste son derece güçlü ve etkiliydi. Zira CHP’nin ağır toplarının büyük bir kısmı masondu.
Cumhuriyetten hemen sonra, CHP milletvekillerinin tamamına yakını mason olmak için başvurmuştu.
O kadar çok talep gelince: Masonlar ileride Başbakan veya bakan olma ihtimalini görmedikleri milletvekillerinin başvurularını geri çevirmeye başladı.

Masonlar;  Mahmut Esat’ın mason olmak için başvuruda bulunduğunu ancak bunun kabul edilmediğini açıkladı ve ardından şu bilgiyi verdi;
-  Mahmut Esat Bey masonluğa kabul edilmemesi kararına tepki göstererek; İzmir’de içkili olduğu bir akşam, Loca binası­na tabancası ile ateş etti.
Vaka polis tarafın­dan kapatıldı ama kendisi masonluk aleyhinde gazetelerde savaş başlattı.

Aynı yıl Atatürk’ün de hazır bulunduğu bir meclis oturumunda Mahmut Esat Bozkurt söz alarak mason localarının kapatılması talebini çok ağır ifadelerle ortaya koydu.
Esad Bozkurt’un masonlara saldırısı, Mustafa Kemal’in talimatıyla bir vazifeye dönüştü.
Mustafa Kemal mason derneklerinin kapatılması için Esat Bozkurt’u sahaya sürdü.
O yıllarda Masonların büyük üstatları CHP milletvekilleriydi.

Mason üstadı olan CHP’li bu milletvekilleri, Meclis’teki diğer mason vekiller tarafından büyük saygı görüyordu.
Bir dedikleri iki edilmiyor, istedikleri kanunları gündeme getiriyorlardı.
Mason CHP milletvekilleri, hükümetten çok bu üstatlarının sözünü dinliyordu.
CHP’de hiyerarşi tamamen bozulmuştu.

Atatürk elindeki gücü, başka bir gücün ele geçirmesinden veya kullanmasından uzun zamandır rahatsızlık duyuyordu.

Masonların kökünün dışarıda olması da ayrı bir sıkıntıydı.
Bu kesimden şahsına yönelik her an bir tehlike geleceğini inanıyordu.
Bu yüzden de tehdit olarak gördüğü masonları yok etmeye karar verdi.
Mahmut Esat Bozkurt'un 1931'deki yazılarıyla başlattığı kampanyayı, perde gerisinden bizzat Mustafa Kemal idare etti.

Mahmut Esat Bozkurt'un masonlarla ilgili bilgilenmesi için ona kitaplar veren Mustafa Kemal, “ Bunları güzelce mütalaa et, bir önergeyle Halk Partisi grup başkanlığına ver, grupta bunlara şiddetli hücum yap ve grupça mason derneklerinin kapanmasına önayak ol ” emri verdi.
Mahmut Esad Bozkurt aldığı emir üzerine gazetelerde makaleler yazıp, masonluğu yerden yere vurdu.
Masonluğa karşı ahaliden de destek almak amacıyla, şehirlerde konuşmalar yaptı.
Bununla da yetinmedi.
1931 ve 1932 yıllarında Anadolu, Hürriyet ve Yeni Asır gazetelerinde yayımlanan yazılarını, “Masonları dinleyiniz” isimli kitapta topladı.
Masonlar, Kemalist hükümetin yoğun saldırı ve bombardımanına uzun süre dayandı.
5 yıl süren gizli ve açık çaba ve çalışmalar, 1935 yılında sonuç verdi.
3 Kânunuevvel 1935’te muhittin Osman imzası ile İstanbul Valiliği’ne verilen bir beyanname ile masonluk faaliyetine son verildiği bildirildi.
Emniyeti Umumiye ’deki dosyasında bulunan malûmata göre, tatili faaliyet etmesini müteakip menkul ve gayrimenkul mallarını kendi rızasıyla Halk Partisine devri teslim ettiği görülüyor.
Kapatılma sırasında dönen oyunları ve kurulan tezgâhı da bir sonraki yazıya bırakalım.


O dönemin ünlü masonları şunlardı.
1925 yılında masonların büyük üstadı CHP Bilecik milletvekili Fikret Takiyeddin (Onuralp) idi.
Bu Mason; Havuz/Yavuz yolsuzluğunda rüşvet aldığını itiraf edince masonluktan kovuldu.

İki yıl sonra masonların büyük üstatlığına yine CHP İstanbul milletvekili (Sonra Gümüşhane milletvekili oldu) olan Edip Servet Tör getirildi.

1930’da Büyük Üstad seçilen ardından da seçime siyaset karıştığı için istifa eden Mehmet Servet Yesari de CHP’li idi. Sırayla yerine gelen Büyük Üstatlar, Atatürk’ün özel doktoru Büyük Üstad Mim Kemal (Öke), Büyük Üstad Mustafa Hakkı (Nalçacı), Büyük Üstad Muhittin Osman Omay CHP’ye yakın isimlerdi.
Masonlar sadece CHP’yi değil devleti de sarmıştı.
Ankara İstiklal Mahkemesinin mason reisi Dr. Reşit Galip gibi pek çok mason, kritik noktalara yerleştirilmişti.
Bunların en önemlileri şöyleydi…
Başbakan ve meclis başkanları;
Başvekil İsmet İnönü, Başbakan Fethi Okyar
, Rauf Orbay ve Hasan Saka.
Refet Bele Paşa, Ali İhsan Sabis Paşa, Meclis Başkanı Kazım Özalp Paşa ve Abdülhalik Renda…
Bakanlar;
İçişleri Bakanları Şükrü Kaya ve Mehmet Cemil Ubaydın, Dışişleri Bakanları Bekir Sami Kunduh, Selim Sarper ve Tevfik Rüştü Aras, Sağlık Bakanları Rıza Nur, Adnan Adıvar, Refik Saydam, Behçet Uz, Milli Eğitim Bakanları Reşit Galip, Mustafa Necati, Hasan Ali Yücel, Ekonomi Bakanı Sırrı Bellioğlu.
Adalet Bakanı Hasan Menemencioğlu, Ticaret Bakanı, Adalet Bakanı Mümtaz Ökmen, Millî Savunma Bakanı Münir Birsel ve Hulusi Köymen, Çalışma Bakanı Mümtaz Tarhan, Ticaret Bakanı Zühtü Velibeşe, Millî Emniyet Başkanı Celal Tevfik Karasapan…
Milletvekilleri;  
Cevat Abbas, Atıf Bey, Edip Servet Tör, Yunus Nadi, Reşit Saffet Atabinen, Memduh Şevket Esendal, Hilmi Uran, Tevfik Fikret Sılay, Ahmet Ağaoğlu.
CHP Milletvekillerinin çoğu masondu. Tek tek isimlerini yazsak sayfalar yetmez.
Bürokratlar;
Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korur, Ankara Valisi Nevzat Tandoğan ve Belediye Başkanı Süleyman Asaf İlbay, İstanbul Valileri Muittin Üstündağ, Lütfü Kırdar, Danıştay Başkanı Mustafa Reşat Mimaroğlu.
Hava Kuvvetleri Komutanı Zeki Doğan Paşa, Jandarma Genel Komutanı Galip Paşa, İstiklal Mahkemesi Başkanı Necip Ali Küçüka, Amiral Mehmet Ali Paşa, Münakalat Vekili Yümni Üresin Paşa, Yüksek Şura Üyesi Eşref Manas Paşa…
Dönemin bazı ünlü masonlarının isimlerini de aktaralım…
Gazeteci ve Yazar Şinasi.
Milli Şair ve Devlet Adamı Ziya Paşa.
Milli Şair Namık Kemal.
Millî Şair Mehmet Emin Yurdakul.
Yazar Mehmet Emin Bey.
Yazar ve Gazeteci Ahmet Rasim.
Yazar ve Gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın.

Şair ve Noter Mithat Cemal Kuntay.
Yazar ve Gazeteci Ahmet Emin Yalman.
Yazar ve Öğretmen Reşat Nuri Güntekin.
Gazeteci Yazar Nail Güreli.
Müzisyen Şükrü Şenozan.
Ressam Ali Sami Boyar.
Sahne Sanatçısı İ.Galip Arcan.
Karikatürist Ramiz Gökçe.
Opera Sanatçısı Nurullah Şevket Taşkıran.
Piyanist Mithat Fenmen.
Sinema Sanatçısı Ayhan Işık.
Sahne ve sinema sanatçısı Zeki Alasya.
Sahne sanatçısı Ferdi Merter Fosforoğlu.
KAYNAK: Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Resmi Web Sitesi.
Bunlar, adlarının açıklanmasına müsaade edilin kişiler. Bir de açıklanmayan gizli isimler var.
Masonların üzerine Türk ve Müslüman görünümlü Sabetay dönmelerini de ekleyin.
Memleket ne haldeydi anlayın!

METİN ÖZER/HABERVİTRİNİ

Önceki ve Sonraki Yazılar