Babacan ile Karamollaoğlundan kritik mesajlar

Babacan ile Karamollaoğlundan kritik mesajlar

Son dakika haberi... DEVA Partisi lideri Babacan ile Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu ortak basın toplantısında kritik açıklamalarda bulundu. İki lider aşılama çalışmaları, ittifak tartışmaları ve gündeme dair önemli mesajlar verirken Karamollaoğlu ikt

SEDA ÇAKIR | KARAR.COM

Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, beraberindeki heyetle birlikte Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu Saadet Partisi Genel Merkez Binası'nda ziyaret etti. 

İki lider görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

İlk olarak açıklama yapan Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, Ali Babacan ve beraberindeki heyete ziyaret dolayısıyla teşekkürlerini iletti. Ziyaretin hem bir iade-i ziyaret hem de hayırlı olsun ziyareti olduğunu kaydeden Karamollaoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntıları birlikte değerlendirdik. Ümit ediyorum ki bundan sonraki günlerde bu değerlendirmeler, bu buluşmalar devam edecek. Ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntıları bildiğimiz için hepimizin bu sıkıntılardan kurtulmak için fikirleri, düşünceleri, politikaları var. Siyasi partilerin de bu konuda fikir alışverişinde bulunmaları çok doğal. İnşallah bu çalışmalarımız önümdeki dönemde de devam edecek."

BABACAN: SİYASAL ŞİDDET TEKRART GÜNLÜK LİTERATÜRE GİRDİ

Karamollaoğlu'ndan sonra söz alan Ali Babacan ise Saadet Partisi'ne 'hayırlı olsun' ziyareti gerçekleştirdiklerini belirterek şu sözleri kaydetti:

"Saadet Partisi gerçekten ülkemizde siyasette çok önemli bir yeri olan ve önemli ilkeleri olan bir siyasi parti. DEVA Partisi olarak Saadet Partisi ile yakın bir temas içerisinde olmamız ve ülkemizin pek çok meselesini beraberce istişare etmemiz önümüzdeki dönemde son derece büyük önem taşıyacak. Türkiye'de problemler her alanda büyüyor. İçeride bugünkü yönetimin artık ülkenin problemlerine çözüm üretemediği bir tabloyu görüyoruz. Siyasal şiddetin tekrar günlük literatüre girdiği bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye'nin uluslararası itibarı önemli ölçüde zedelenmiş durumda ve içeride uzunca bir süredir devam eden, çözülemeyen ekonomik krizin tam ortasındayız. Ülkemizde yoksulluk hızla artıyor, ülkemizde işsizlik çok ciddi bir sorun olarak karşımızda. Aynı zamanda Türkiye'nin ciddi bir yönetim sistemi sorunu var, daha da ötesinde yönetim zihniyeti sorunu var."

SORU-CEVAP

Soru: Koronavirüs aşısında bugün ikinci parti geldi. Gelen dozlar sizce yeterli mi? Aşıların yapılmasıyla ilgili izlenen yol ve prosedürü nasıl değerlendiriyorsunuz? Erdoğan'ın 'Kapanan iş yerleri ve işletmeler yok, her şey ortada. Birileri bundan nemalanmak istiyor' açıklamasıyla ilgili değerlendirmeleriniz nedir?

Karamollaoğlu: Aşıyla ilgili endişeler biraz fazlaydı. Gelmesi ümit verici arkası da gelir diye umut ediyor. Ekonomiye gelince bu iktidarın herhalde en başarılı tarafı olanı görmemek. Görmeyince bir problem yok diye hissiyata kapılıp rahat ediyorlar. Onların rahatlığı vatandaşın rahatlığı anlamına gelmiyor. 'Kapalı iş yeri yok' demek yani karar alıp da lokantalar, kafeler çalışmayacak, insanlar bir araya gelemeyecek dedikten sonra 'Kapalı iş yeri yok' demenin mantığını da ben anlamakta zorlanıyorum. Madem esnaf için bunu söylüyorlar bunu esnafa sormak icap eder. Tabi hükümetin olanı görmemesi en ciddi problem olarak karşımıza çıkıyor. 

Babacan: Aşı konusunda başlamış olması sevindirici. Öte yandan gelen doz sayısı ülkemizin nüfusuyla mukayese edildiğinde gerçekten çok düşük. Bilim insanlarının söylediği rakamlar bir ülkenin yüzde 60'ının aşılandığı takdirde koruma sağlayacağını söylüyor. Ve iki doz yapılmalı bu da 6 ay koruma sağlar diyorlar. Türkiye'nin ihtiyacı olan doz sayısı 2021 için 200 milyon doz. Bu dozun altında kalınırsa bu toplumumuzun virüse karşı yeterince korunamadığını gösterecek. Hükümet de bir an önce bu miktarı tedarik etmek için daha çok çaba vermeli.

Türkiye'de kapanan iş yeri yok biliyorsunuz bu Sayın Erdoğan'ın Türkiye'nin gerçeklerinden artık iyice uzaklaşmış olduğunu ilk ifadesi değil. Daha önce de 'Eve ekmek götüremiyorum' diyen bir vatandaşımıza 'abartma' ifadesini kullanmıştı. Şimdi de 'Kapanan iş yeri yok' diyor. Şu anda esnafımız yakın tarihin en zor dönemini yaşıyor. Yüksek borçlar var, kira ödemekte zorlanıyorlar, fatura yükleri devam ediyor. Türkiye pandemiye zaten krizin içinde bir ülke olarak girdiği için destek sağlayamadı. Şu anda Türkiye'de 'Ben mutluyum, halim, keyfim iyi' diyen bir kesim yok. Türkiye'deki mutluluğu Merkez'in faiz artırımının ardından kısa vadeli Türkiye'ye para getiren o yüksek faizi kur farkıyla beraber cebine koyup giden insanlar yaşıyor şu an. Ülkenin gerçeklerini görsünler ondan sonra da bu sorunları çözmek için adım atsınlar. Hükümetin görevi laf üretmek değil iş üretmek. 

Soru: Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Bağdat ve Erbil ziyaretlerinden sonra IKBY ile PKK'ya yönelik operasyonun başlatılabileceği yönündeki açıklamasına sizin muhalefet olarak Ankara ile Erbil arasında bu bağlamda ortaklığa yaklaşımınız nedir?

Karamollaoğlu: Bu beklenen bir gelişme gibiydi. ABD, Orta Doğu'daki politikasını yeniden şekillendirme yoluna girecek. Yeni hükümet nasıl bir politika izler bilmiyorum ama PKK ve PYD'yi orada birlikte mütalaa etme, o bölgede varlıklarını devam ettirmek için yeni bir oluşuma gidiyorlar düşüncesi var. Dikkatle izlenmesi gereken bir konu.

Babacan: Türkiye'nin önceliği tüm komşularıyla olan ilişkilerini onarmak olmalı. Türkiye Erbil'le de Bağdat'la da görüşmek zorunda ve ortak hedefler çerçevesinde de iş birliği yapmak zorunda. Aksi halde bir ülkenin tek başına terör gibi sorunu çözmesi mümkün değil. Askeri operasyonlarla terörü bitirmek mümkün değil. Daha kapsamlı bir yaklaşım şart. Bütün ülkelerin bugün teröre kırmızı çizgi olarak yaklaşması gerekir. Bütün çabalar da değerlidir. Bunu ülkeye, duruma göre değişen bir yaklaşımla götürmemektir. Sadece silah kullanarak ben teröristle mücadele edeyim dediğinizde zaten terörü bitiremezsiniz. 

Soru: HDP Esenyurt İlçe Başkanlığı'na düzenlenen operasyon ve bu operasyonda Abdullah Öcalan'ın posterlerinin ortaya çıkmasını tam da HDP'nin kapatılması tartışması sürerken nasıl değerlendiriyorsunuz? (Karamollaoğlu'na) İttifak tartışmaları, Cumhur İttfakı'nda yer alıp almayacağınız bu görüşmede gündeme geldi mi?

Karamollaoğlu: HDP'nin bir ilçe teşkilatında Öcalan'ın fotoğraflarının bulunmasını garipsedim de geçmişte Cumhurbaşkanı'nın ve hükümetin bu konudaki yaklaşımıyla nasıl bağdaştırılacak onu merak ediyor. Bir zamanlar maalesef Öcalan'ı da, kardeşini de kendi çıkarları için öne çıkarmaktan çekinmediler. Öbür taraf onu örnek mi aldı bilemiyorum ama esef verici buluyorum.

İttifaklara gelince bu konu her yerde konuşuluyor ama ısrarla söylüyorum seçim sürecine girilmeden ittifak konuları gündemde olmaz konuşuluyor ama ittifaklar bugünkü şartlarda seçim ittifakı olduğu için o sürece girildikten sonra yapılacak bir iştir. Bugünün gündemi değil.

Babacan: Türkiye'de eğer siyaset demokratik bir zeminde yürüyecekse, Türkiye'de eğer siyaset gerçekten bu ülkenin vatandaşları için çözüm üretecekse, Türkiye'deki siyaset üzerinde ya da siyasi yapılar üzerinde herhangi bir örgütün gölgesinin asla olmaması gerekir ki siyaset çözüm üretsin. Burada bahsettiğiniz ilçe başkanlığının basılması ve içinde böyle şeylerin çıkması kabul edilebilir değil. Hükümetin de burada ilkeli bir tutum göstermesi gerekiyor. Seçimlere 3 gün kala sıkıştığında Öcalan'ın mektubunun geniş medyada yer alması için özel çaba gösteren, onun mesajlarını bir an önce toplum duysun diye çabalayan şu andaki hükümetin kendisiydi. Yine Osman Öcalan gibi bir ismi devlet kanalına çıkarıp mesajlar verdirten de bugünkü yönetimin kendisiydi. 

Soru: (Karamollaoğlu'na) AK Parti'nin somut olarak doğru bulmadığınız politikaları nelerdir? 

Karamollaoğlu: Herkes birbiriyle ittifak yapabilir. İttifak ile koalisyonu öncelikle birbirinden ayırmaya ihtiyaç var. İttifak koalisyon değil koalisyon icraat için var. İttifak ise belli prensipler dahilinde partilerin bir araya gelmesidir ve seçime münhasırdır. Bundan dolayı bizim şu anda bir numaralı meselemiz Türkiye'de kutuplaşmanın önlenmesi ve bunun içinde şu anki Başkanlık Sisteminin değişmesidir. Biz bunu ısrarla söyledik. Bu sistem fayda yerine zarar getirdi. Özellikle de partili başkanlık sistemi zarar getirdi ve Türkiye kutuplaştırıldı onun için bunun değişmesi önemli. Türkiye'de adalette bir sıkıntı var ve bu sıkıntı kanunlardan kaynaklanmıyor. İktidardakilerin adalet anlayışından kaynaklı. Özellikle de yönetimin adalet mekanizmasına müdahale etmemesi icap eder. Biz kanun yapalım anayasayı değiştirelim bunlarla da adaleti sağlayalım derseniz belki bir miktar düzelme meydana gelir de yöneticinin tavrı değişmedikçe, adalet mekanizmasına müdahale etmeyi kendine bir hak gördüğü müddetçe siz adaleti sağlayamazsınız bir memlekette. Bizim şu anda en büyük dertlerimizden birisi bu. Adalet anlayışında bir değişikliğe ihtiyaç var. Bu iktidarda bulunanların reformu kendilerinde yapması gerekiyor. Reformu zihniyetlerinde yapacaklar. 

Ekonomi perişan. Lafla peynir gemisi yürümüyor ki. Şikayet edene tepki göstermek, konuşmasına izin vermemek, derdini ifade etmesini provokasyon yapıyor gibi ortaya koymak, işsizlik artarken yok demek bunlar problemi çözmüyor. İktidar problemleri görmemekte ısrarlı bu noktada. Bunun da çözümü iktidarın zihniyeti değişecek. Başka türlü de bunun değişmesi mümkün olmaz."

Kaynak: Karar Gazetesi

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.