İYİ Parti Lideri Akşener'den HDP çıkışı

İYİ Parti Lideri Akşener'den HDP çıkışı

İYİ Parti Lideri Akşener grup toplantısında konuştu.

Akşener'in konuşmasından satır başları:

Esnafımızın kredi borçlarını erteleme kararı aldığına göre, Sayın Erdoğan, piyasa şartlarını biliyor olmalı, değil mi? Her şey bu kadar güzel de borçları neden erteliyorsun? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu sayın Erdoğan. Veriler ortadayken kapanan işletme yok demek en hafif tabirle ciddiyetsizliktir. Gittiğin yol yol değil, ger şu saray hayatından bir sıyrıl. Milletin arasına bir karış, memlekette neler oluyor bir gör bakalım.

İstanbul Kartal’da bir kuyumcu kardeşim diyor ki; “80 yaşında bir teyzemiz geldi, eşinden kalan yüzüğü bozdurdu.” Eskiden vatandaş kuyumcuya yatırım için giderdi. Şimdilerde, fatura ödeyebilmek için, alyans bozdurmaya gidiyor. Bakın bilezik demiyorum, yuvasının nişanesi alyansını bozduruyor, alyansını.

Bak, İstanbul’daki bir tuhafiyeci kardeşim ne diyor; “Benim işim iyi ya da kötü ne fark eder? Yan dükkânın sahibi arkadaşım dayanamadı, kapattı.” Sayın Erdoğan; Ben sana daha en başından, sarayın sakıncalarını söyledim. “Saray insanı milletinden koparır, gerçeklerden koparır, başka bir sanal evrene hapseder.” dedim. Sense gittin, sarayın üstüne bir de ucube sistem kondurdun. Haksız mıymışım?

Dün “Milletin adamıyım” diyerek gezerken, bugün o saray yüzünden, firmalar ardı ardına kapanırken, “İşler tıkırında” deyip, “vatandaşa keyif çayı fırlatan adam” oldun Sayın Erdoğan! Sen hayal aleminde yaşarken, ben, çarşıda, pazarda, esnafımızı dinliyorum. Sen sarayında sefa sürerken, ben işsiz gençlerimizi dinliyorum.


Seni uyaran dostların az bile söylemiş. Sadece esnaf kepengini değil, vatandaş evde kombisini kapatıyor Sayın Erdoğan! Sen ne kadar uğraşırsan uğraş, artık mızrak çuvala sığmıyor. Sizin masallarınız hafif, milletin gerçeği ise artık çok ağır Sayın Erdoğan.

Aziz milletim; Türkiye’nin, aslında 83 milyon vatandaşını doyuracak, bu vatanın her bir evladını, refah içinde yaşatacak gücü de var, imkanları da var. Ama bakın o imkanlar nereye gidiyor, size tek bir örnek vereyim. Ne oldu biliyor musunuz? Geçen hafta, kurumlar vergisindeki sıralama açıklandı. Hani Dünya Bankası verilerine göre, son 18 yılda, 49 milyar dolarlık, yani 344 milyar liralık kamu ihalesi alarak, dünyada birinci olan bir inşaat şirketi vardı ya… İşte o şirket, vergi sıralamasında son sırada yer aldı. İşe bakar mısınız?... Daha bitmedi.

Son 18 yılda, 42,1 milyar dolarlık kamu ihalesi alan, “maden arayacağım” diye, doğayı talan eden bir başka müteahhitse, aynı vergi sıralamasında 81’inci sırada. Yine son 18 yılda, 36,6 milyar dolarlık kamu ihalesi alan bir başkası da, 92’inci sırada. İşte size yandaş ekonomisinin, Türkiye’yi getirdiği son nokta. Sayın Erdoğan’ın, milletin varını yoğunu ceplerine doldurduğu o beş müteahhit, yüzlerce milyarlık ihaleleri indirirken, ihale şampiyonu, ama iş vergiye geldi mi, ara ki bulasın…

Yahu, hiç mi Allah’tan korkmuyorsunuz? Hiç mi kuldan utanmıyorsunuz? Hiç mi yüzünüz kızarmıyor? Yazıklar olsun.

Ayrıca ortada bir de, Çin’le 2017 yılında yapılmış bir, 'Suçluların İadesi Anlaşması' var. Bunu, Dışişleri Komisyonu gündemine almaya cesaret edebilecekler mi çok merak ediyorum. Buradan ilan ediyorum;Bunu yapacak kişi, kardeşlerimizin mezalimine imza atacak kişidir. Ve bunu bir utanç nişanı olarak, ömür boyu taşıyacaktır.

Esir iken Kırım, Kerkük, Türkistan, Bana zindan olur Maraş, Elbistan. İbni Sîna, Dedem Korkut, Alparslan, Susarsam, hakkını helâl etmesin. 

İktidar ve ortakları sussa da, biz susmayacağız. 'Müslüman Türküm' diye haykıran kardeşlerimizi, yalnız bırakmayacağız. Her gün, her yerde, her fırsatta, duyana duymayana, Doğu Türkistan’daki insanlık dramını anlatacağız.

Pandemi sonrasına hazırlanan Dünya, yeni bir döneme giriyor. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki gelişmeler, Rusya’daki gelişmeler, Çin’in dünya pazarında artan gücü, ve enerji alanında sürdürdüğü ekonomi-politiğiyle, dünya karmaşık bir döneme girerken, Türkiye’nin de hazırlıklı olması kritik öneme sahip. Devlet başkanlarıyla, üç gün sonra bozulan sığ dostlukların değil, Dost ülkelerin sayısını artırmanın peşinde olmalıyız. Bu bizi hem diplomatik açıdan güçlendirir, hem de dış ticarette, yeni imkânlar yaratır, yeni kapılar açar.

İyi Parti olarak biz; 'Türkiye her alanda, stratejisinin merkezine kalkınmayı koymalıdır.' diyoruz. Çünkü kalkınma demek, üretim demektir, istihdam demektir. Çünkü kalkınma demek, insanımızın zengin, hanelerimizin mutlu, gençlerimizin umutlu olması demektir.

O nedenle biz, 'Dış politika, iç siyasete meze yapılmak yerine, kalkınmaya hizmet etmelidir.' diyoruz.Ancak maalesef, Türkiye’nin dış politikada, Sayın Erdoğan liderliğinde yaşadığı savrulmanın olumsuz etkisini, dış ticaretimizde de görüyoruz.

Sayın Erdoğan’ın dış politikası, Türkiye’yi ekonomik coğrafyasından uzaklaştırıp, buradaki fırsatlardan mahrum bırakıyor. Kendi bölgesindeki fırsatları değerlendiremeyip, oluşan riskleri yönetemeyen bir ülkenin, ne kendi bölgesinde, ne de küresel ölçekte söz sahibi olması, mümkün. 

Dünya değişiyor, dünya ile beraber dış ticaret de değişiyor. Sanayi 4.0 ile beraber, gelişmekte olan ülkelerin, ücretleri baskılayarak ve çevre koşullarını ihmal ederek, gelişmiş ülkelerle rekabet etme şansı, artık ortadan kalkıyor. Bu durum, her gün yeni bir çevre katliamına uyandığımız, Her geçen gün, ekonomik zorlukları, milletçe daha derinden hissettiğimiz, ülkemiz için de geçerli.

O nedenle, bir an önce özel sektörümüzün teknolojik dönüşümünü gerçekleştirmemiz, ve insana yakışan işleri sağlayan bir sanayi politikasını, dış ticaret politikasıyla birleştiren bir kurumsal çerçeve oluşturmamız gerekiyor. Japonya başta olmak üzere, Asya kaplanlarının, yüksek dış ticaret performanslarının arkasındaki, en önemli nedenlerden biri, işte bu kurumsal çerçevedir.

Ama maalesef, Türkiye’nin ihracat performansına ve sanayi politikalarına baktığımızda, tam tersi bir durum göze çarpıyor. Pandemi başlamadan önce, patinaj yapan ihracatımızın, değil, Sayın Erdoğan’ın 2023 hedefi olan 500 milyar dolara, bunun yarısına bile ulaşması mümkün değil.

Harvard Üniversitesi Büyüme Laboratuvarı’nın, Ekonomik Yetkinlik endeksinde, Türkiye maalesef 40. sırada yer alıyor. Dünya Ekonomi Forumu’nun, Teknolojiye Hazırlık raporunda ise, Türkiye, teknoloji ve inovasyon alanında 54, küresel ticaret ve yatırım alanında 57, ekonomiye yön veren kurumların etkinliğinin ölçüldüğü, kurumsal çerçeve alanında 64, beşeri sermaye alanında ise 72’inci sırada yer alıyor.

İşte size, bu kürsüden hep bahsettiğim kurumsal erozyonun, inovasyon ekosisteminin bozulmasının, eğitim politikalarının, çağın gerekliliklerine uygun bir şekilde tasarlanmamasının, acı sonucu: Sayın Erdoğan ve yanına doldurduğu beceriksizler ordusu marifetiyle, küresel rekabetçilik alanında geriye giden bir Türkiye…

İyi Parti olarak iktidara geldiğimizde ilk iş; Türkiye’nin dış ticaret politikasının ve sanayi politikasının, birbirini destekleyecek şekilde tasarlanıp, uygulanacağı bir kurumsal çerçeveyi oluşturacağız.

Çünkü bizim hedefimiz, şirketlerimizin rekabetçiliğini arttıracak politikaları uygulayarak, onları, zengin ülkelerin pazarlarında, gelişmiş ülkelerle rekabet edecek bir yapıya kavuşturmaktır. Uluslararası ticaretin temel kuralıdır: Zengin ülkelerle rekabet edersen, onların gelir seviyesine yükselirsin. Fakir ülkelerle rekabet edersen, onların gelir seviyesine düşersin. O nedenle, bizim nihai hedefimiz, Türkiye’nin sanayicisini, Türkiye’nin ihracatçısını, en zengin ülkelerin pazarlarında, rekabetçi hale getirmektir. Çünkü sanayicimiz kazanırsa, Türkiye kazanır. Çünkü ihracatçımız kazanırsa, Türkiye kazanır.

Sayın Erdoğan’ın dar vizyonu, Türkiye’ye, Bangladeş’le rekabet etmeyi layık görüyor olabilir. Biz, Türkiye’nin potansiyelini görüyoruz, milletimize inanıyoruz. O nedenle, İyi Parti iktidarında biz, Türkiye’yi önce Polonya’yla, sonra Almanya’yla rekabet eder hale getireceğiz! Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Kaynak: KRT TV

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.