Tayyip Bey’den davacı olacağım deyip nedenini açıkladı

Tayyip Bey’den davacı olacağım deyip nedenini açıkladı

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "Tayyip Bey maalesef çok ihtiraslı bir arkadaş. Hepimiz yarın Cenabı Hakk’ın huzuruna çıkacağız. Onun için Tayyip Bey’den davacı olacağım." dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Diken isimli internet sitesinden Altan Sancar’a konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’la 20 yıl boyunca siyaset yaptıklarını söyleyen Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu, Erdoğan’ın ‘çok ihtiraslı’ olduğunu belirterek, “Hepimiz yarın Cenabı Hakk’ın huzuruna çıkacağız. Onun için Tayyip Bey’den davacı olacağım.” dedi.

Altılı masanın cumhurbaşkanlığını kazanamaması olasılığının ‘çok düşük’ olduğunu vurgulayan Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, ”O senaryo hoş bir senaryo olmaz” ifadesini kullandı.

Karamollaoğlu’nun ilgili soruya verdiği cevap şöyle;

Siz Cumhurbaşkanı Erdoğan ile uzun yıllar siyaset yaptınız. Kendisini tanımadığınızı düşündüğünüz zamanlar oldu mu?

“Tam yirmi yıl birlikte siyaset yaptık. Hiç bu noktaya gelebileceğini düşünmedim. Tayyip Bey maalesef çok ihtiraslı bir arkadaş. Bulunduğu noktaya göre fikir ve düşüncelerini değiştiriyor. Biz bunu gördük, geçmişte de oldu. Kendisi kongrede gitti Erbakan Hocamızın karşısındaki listede yer aldı. Daha sonraki zamanlarda ‘Tayyip Bey olduğu takdirde seçimi kazanabiliriz’ kanaati hakim olduğu için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı oldu ve kazandı. Erbakan Hoca veto etmedi ki istemeseydi olamazdı. Ama buna rağmen kendisinin Erbakan Hocamıza karşı takındığı tavır ne insanidir ne siyasidir ne ahlakidir.

Hepimiz yarın Cenabı Hakk’ın huzuruna çıkacağız. Onun için Tayyip Bey’den davacı olacağım. O kendisini nasıl savunur onu bilmem. Adalet mülkün temelidir, bu iş olsun diye söylenen bir söz değildir. Siz adaletten saptığınız takdirde sizinle beraber olmadığı için başkalarını töhmet altına sokarsanız, hesabını veremezsiniz. İstanbul Belediye seçimlerinde hemen bizi suçladılar, “Vay hainler. Siz olmasanız biz kazanacaktık” dediler. Allah’tan ki ikinci seçime karar verdiler. Yoksa bugün hala biz itham ediliyor olacaktık. Araya 800 bin fark çıkınca şok oldular, izah edemediler. Çünkü artık Saadet Partisi’nin kararıyla olan bir şey olmadığını gördüler. Biz hiçbir zaman iftira atmayız, yalan söylemeyiz.”

Peki sizi ağırladığı yerde size oturmanız için kendisinden uzak bir noktayı göstermesi sizde ne gibi hislere yol açtı?

Biz, “Misafir ev sahibinin kuzusudur” deriz. Ev sahibi nereyi gösterirse misafir oraya oturur. Kapının önüne derse kapının önüne oturur. Bunu kasten küçük düşürmek için yaptıysa, “Adama bak ya gördün mü, nasıl küçük düşürdü” dedirtmek için yaptıysa; ben de derim ki amma gaflete düşmüş. Yani Cenabı Hakk’ın huzurunda bunlar hakikaten hesap vereceklerini hiç düşünmüyorlar. Benim için koltuğa oturmakla, kanepeye oturmak arasında ne fark var? Ben söz söyleyeceğim, çıkıp gideceğim. Ama bunu ön yargıyla yaptıysa, yazık etmiş olur. Ben ona üzülürüm. Kendisi namına üzülürüm. Böyle bir duruma bir cumhurbaşkanı kendini düşürmemeli. Ama senaryoyu önceden planladıysa işte o zaman o cumhurbaşkanı bu ülkeye hizmet edemez.”

Şimdi son dönemde Meclis’te çoğunluk sağlayacağınız, ancak cumhurbaşkanlığını kazanamayacağınız şeklinde senaryolar da söz konusu. Bunlara hazırlıklı mısınız?

“Hiç gündemimizde girmedi böyle bir senaryo. Cumhurbaşkanının bizim belirleyeceğimiz adayın olacağına kesine yakın inancımız var. Bir deprem olur mu? Binde bir ihtimaldir ki beklemediğimiz yerde deprem oluyor, beklediğimiz yerde olmuyor bazen. Burada da olabilir. Ama ben pek böyle bir ihtimalin olacağını düşünmüyorum.”

O deprem oldu diyelim, ne yapacaksınız?

“O günkü şartlarda cumhurbaşkanı yetkili olacak. Ancak meclisin ne kadar kısıtlı olursa olsun birtakım yetkileri de var. Biz o yetkileri sonuna kadar kullanma gayretinin içinde olacağız. Bu biraz da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları için dediği topal ördek benzetmesine benziyor. Meclis ile cumhurbaşkanı hangi şartta olursa olsun uyum içinde çalışmak mecburiyetinde. Ben Meclis’i karşıma alıyorum dediği zaman dediklerinin bir kısmını yapamaz. 

Bütçede mesela en kritik noktadır. Bütçeyi Meclis’e gönderdi ve kabul edilmedi. Yüzde on fazlasıyla bir önceki bütçe yürürlüğe girer. Bu da kendisini tatmin etmez. Meclis kendi içinde her türlü araştırma komisyonunu kurabilir, araştırmayı yapabilir. Bu konuda çok geniş yetkileri var. Fakat o senaryo hoş bir senaryo olmaz.”

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.