Metin ÖZER
AMERİKA’NIN MAYIN EŞEKLERİ
İTTİFAKLARDA NELER OLUYOR?
AMERİKA’NIN MAYIN EŞEKLERİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Oğuzhan Asiltürk’ü ziyaret etmesi, bilmeyenler için sürpriz olsa da aslında çok önceden planlanmış bir hamleydi.
Saadet Partisi’nin gerçek lideri Karamollaoğlu değil, Asiltürk’tür.
Asiltürk Saadet Partisi’nin ombudsmanıdır.
O karar verir genel başkan uygular.
Erdoğan bu hamlesiyle rakiplerini kendi silahlarıyla vurmak istedi.
Saadet Partisi’ni olması gereken yere Cumhur İttifakına davet etti.
Benim aldığım bilgiler görüşmenin son derece makul geçtiği şeklinde...
Hemen aklınıza şu gelebilir;
- Saadet Partisi’nin eti budu ne ki, bu görüşme önemli olsun?
Saadet Partisi 2018 milletvekili seçimlerinde yüzde 1,34, son mahalli idareler seçiminde ise 2.84 oy aldı.
Bu oranları sakın küçümsemeyin.
Bunları iki ile çarpın.
Millet İttifakından düşecek, Cumhur İttifakına gelecek.
Dolayısı ile yüzde 1 oy bile son derece kıymetlidir.
Saadet Partisi’nin Millet ittifakından gelip Cumhur ittifakına katılması karşı tarafta sarsıcı bir etki yapar.
Türkiye’de bakıldığında iki grup var.
Birincisi Millet İttifakı, diğeri de Cumhur İttifakı.
Millet İttifakında;CHP, İYİ PARTİ, HDP, Saadet Partisi, Demokrat Parti var.
Bunlara Davutoğlu ve Babacan’da katıldı.
Cumhur İttifakında;AK Parti, MHP, BBP bulunuyor.
Bu tabloda hakikaten çok acı bir çarpıklık var.
Çizginin sağında durması gereken; İYİ PARTİ, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve Deva partisi çizginin soluna kaçmış durumda.
CHP’yi bir kenara bırakın, PKK’nın partisi HDP ile aynı sofraya oturdular.
PKK ile kardeşliği Erdoğan ile yoldaşlığa tercih ettiler.
Erdoğan kininin yaptırdığına bakar mısınız?
Aklı örtünce kin, kalmaz insanda ne iman ne de din.
İmam-ı Şafi Hazretleri (Rahmetullahi Aleyh) şöyle buyurdu;
- Dünyada en huzursuz kimse, gönlünde kıskançlık ve kin tutan kimsedir.
Bunların huzursuzluklarını en iyi anlatan ifade de budur.
Her yangını söndürmek mümkündür; ateş su ile zehir panzehir ile hüzün sabır ile söner. Fakat kin ateşi asla sönmez.
Onun için bunların kini onlarla birlikte toprağa gider.
Bunlar taşıdıkları deve kini sayesinde ihaneti bile göze almış haldeler.
“Ne ihaneti?”demeyin...
Emin olun Millet ittifakında yer alan7 partinin hepsinin patronu aynı.
Partilerinin isimlerinin farklı olduğuna bakmayın, emir aldıkları üst akıl bir
Bakın örnek vereyim!..
Durduk yere bir SMA hastalarına ilaç verilmiyor yalanı ortaya attılar.
Kılıçdaroğlu, Akşener, Davutoğlu ve Babacan bir Amerikan ilaç şirketi adına lobi faaliyeti yürüttü.
Kılıçdaroğlu şöyle bir Tweet attı;
- Milli Piyango’dan Varlık Fonu’na aktarılan 75 milyon lirayı SMA hastası çocuklar için kullanın.
Aynı dakika içerisinde aynı sözleri ve ifadeleri; Akşener, Babacan ve Davutoğlu kullanarak aynı Tweet attı.
4 ayrı lider kelimesi kelimesine aynı sözler.
Bu dahi bunların ipinin aynı el tarafından tutulduğunu gösteriyor.
Bakın tezgâhı biraz daha açayım.
Emin olun bu CHP dâhil bu 7 partinin iktidar olmak gibi bir amaçları ve hesapları yok
Onların tek dertleri var; Erdoğan’ı indirmek.
İsrail de Yunan da Ermeni de Amerika’da Pentagon da FETÖ’de PKK’da BAE’de Almanya da Fransa da ve Avrupa Birliği de aynısını istiyor.
Bizim bu 7 ahmak, ebedi düşmanımız olan 7 düvele mayın eşekliği yapıyor.
Yazıklar olsun.
Tezgâh o kadar açık ki...
Erdoğan’ı devirebilmek için önce MHP’nin oylarını çalıp, sola götürdüler.
Burada da Bahçeli ve Erdoğan kini kullanıldı.
Kinden gözü dönmüş bir kısım ülkücüler, ezeli düşmanları PKK ile iş tutmaya razı oldu.
Böylece İYİ Parti ile HDP’yi kanka yaptılar.
Sağdan sola taşıdıkları bu ülkücü oyu, Erdoğan’ı yıkmaya yetmedi.
Erdoğan; 52.59 oy oranıyla tekrar Cumhurbaşkanı seçildi.
Bu kez gözlerini AK Parti’nin oylarına diktiler.
Yüzde 50’nin üzerindeki o küsurat olan 2.59 oyu çalıp, sola taşımak için iki parti çıkardılar.
Önce Davutoğlu Gelecek Partisi’ni sonra Babacan DEVA partisini kurdu.
Bu ikisinin bütün amacı ve hesabı AK Parti’den yüzde 2,59 oy tırtıklayıp sol taraftaki CHP-HDP kazanına götürmek.
Bunların ne iktidar ne iktidar ortağı olma niyeti ve düşüncesi yok.
Bütün çalışmaları yüzde 2.59 oyu çalıp, düşmanımız olan 7 düveli sevindirmek.
Böylece de içlerinde bir türlü dindiremedikleri kinlerini, beslemek.
Babacan ve Davutoğlu oy hırsızlığı için bir iş birliği bile kurmuş.
Babacan; AK Parti’ye geçim sıkıntısından, Davutoğlu da Kürt tarafından dalacak.
Hepiniz dikkat etmişsinizdir.
Milliyetçi diye bildiğimiz Davutoğlu birdenbire Kürtçü oldu.
Güneydoğu’dan ayrılmıyor.
Davutoğlu Başbakankenkatıldığı bir TV programında"PKK/YPG veya PYD Fırat'ın batısına geçmeyecek. Geçtiği anda da vururuz dedik. 2 kere de vurduk" demişti.
Davutoğlu’nun bu sözüne karşılık Demirtaş’tan anında cevap geldi;
-YPG Fırat'ı geçecek, sen de mal mal bakacaksın.
Demirtaş’ın “Mal mal bakarsın” dediği Davutoğlu, dün bombaladığı Kürtlere gidip şimdi oy istiyor.
Alanda toplanan Kürtler de şaşkınlıkla bakıp, “Bu niye bize geldi acep” diye düşünüyor.
Davutoğlu o kadar hızlı ki; PKK’ya bile selam yollamaktan çekinmedi.
Şöyle dedi;
-Bu ülkedeKürt sorunu var. Bu sorunun halli PKK açılımıdır. Yarım kalan bu açılım tamamlanmalıdır.
Vay vay vay..
Bizim 40 yıllık Milliyetçi Davutoğlu, neredeyse PKK elebaşı gibi olmuş. Onların ağzıyla konuşuyor.
Tabi bu da tezgâh.
Efendileri kendine bir vazife vermişler, o da onu yerine getiriyor.
Vazifesi; AK Parti’yi oy veren Kürt oylarını alıp sola götürmek.
Kısaca 2.59 oyu tırtıklamak.
Gelelim ötekine...
Yani Babacan’a
O da ekonominin kötülüğünden dem vuruyor.
Türkiye’nin kötü yönetildiğini ve ülkenin büyük bir hızla uçuruma gittiğini anlatıyor.
Memur ve Emeklilerin açlık çektiğini söylüyor.
İyi de!..
Düne kadar Ekonominin patronu sendin.
İşçi, memur ve emeklilere bir kuruş koklatmazken o zamanlar böyle konuşmuyordun.
Şimdi ne oldu?
Şu oldu..
Patronu değişti...
O zaman patronu Tayyip Erdoğan’dı...
Ona göre konuşuyordu...
Şimdi patronu 7 düvel oldu
Onlara göre konuşuyor.
Hesap aynı..
Yüzde 2,59 oyu çalmak.
Ya Saadet Partisi eski genel başkanı Kamalak’a ne demeli?
“Bizim yerimiz AK Parti’nin değil, CHP’nin yanıdır”dedi.
Ey Kamalak!..
Bu CHP değil mi, senin dedeni Müslüman diye sokakta asan?
Bu CHP değil mi, camilerde ezanın sesini kesen?
Bu CHP değil mi, Kuran-ı Kerim okunmasını yasak eden?
Bu CHP değil mi Ezanı Türkçe okutan?
Bu CHP değil mi, Camiye giden babanın yolunu kesen?
Bu CHP değil mi, Türbanlı kızının başını açan?
Bu CHP değil mi, ‘İrticacı’ deyip kurduğun partiyi kapatan?
Bu CHP değil mi, Erbakan hocanı hapise atan?
Bu CHP değil mi, ‘Müslümansınız’ diye yüzünüze tüküren.
Şimdi ne oldu da “Ya Rabbi şükür” diyorsun..
Ah Kamalak Ah..
Keşke kozalak olaydın da yanıp bir işe yarasaydın...
Ziya Paşa ne güzel söylemiş!..
Adam hacı mı olur ulaşmakla Mekke’ye.
Eşek derviş mi olur taş çekmekle tekkeye?
METİN ÖZER / HABERVİTRİNİ