Metin ÖZER
PKK DA FETÖ DE CHP’NİN ESERİDİR.. İSMET İNÖNÜ’NÜN BÜYÜK İHANETİ
Nur Cemaatin önde gelen isimleri gittiği yerlerde Papaz George Maroviç’i övüyordu.
Kim bu Papaz George Maroviç?
O da Vatikan’ın İstanbul’daki resmi temsilcisiydi. Hem masondu hem de CIA ile ilişkisi vardı.
Türkiye’de masonik yapılanmanın önemli isimlerinden birisiydi.
CIA ile de teması vardı.
CIA’nın basına yansıyan belgelerinde ismi açık olarak yer aldı. Bu belgelerle CIA ajanı olduğu resmen ilan edildi.
George Maroviç, FETÖ içerisinde masonik yapıyı kuran kişidir.
Monsenyör George Maroviç aynı zamanda Fetullah Gülen’i Vatikan’a götürüp Papa ile buluşturan adamdır.
Ziyaret sırasında Papa’ya eşlik eden ve Fetullah Gülen’in kardinal unvanı almasını sağlayan da bizzat kendisidir.
Vatikan’ın İstanbul Temsilcisi Monsenyör George Maroviç bu buluşma ile alakalı şöyle dedi;
- Ben onun Rusya’daki bir okulunu gördüm; çok etkilendim. Okulda Atatürk köşeleri vardı. Muhterem Fetullah Gülen ile görüşmemiz sırasında kendisinin Vatikan’ı ziyaret etmek isteyip istemediğini sordum.
Çabalarım sonucunda davet geldi ve ben de tercümanlık yapmak üzere seyahate katıldım; görüşmelerine şahit oldum.
Gülen ile ilgili gözlemlerimi Papa’ya aktardım. ‘Hakiki İslamiyet budur’ dedim.”
Kısaca Vatikan’da İslam âlemine enjekte etmemiz gereken İslam anlayışı FETÖ’nün sapkın din anlayışı olduğu söylenmiş.
Bunun devamında 160 ülkede CIA ile birlikte FETÖ okullarının açılması kararlaştırıldı.
CIA ajanı mason papaz, FETÖ’nün İslamiyet’i olduğunu söylemiş..
Böyle bir adamın bırakın hocanızı sizi övmesi bile hakarettir.
Vah FETÖ’cülere vah..
Bu Papaz Maroviç, CIA’nın adamı olarak Türkiye’ye neden geldi?
Kısaca onun da bilgisini veriyim ki; Büyük fotoğrafta eksik kısım kalmasın.
1961 yılı idi.
O yılda ABD Başkanı olan John F. Kennedy, o yıl "Barış Gönüllüleri" adıyla bir örgüt kurdu.
Bu örgütte istihdam edilen ABD vatandaşları, askerlik yerine 2 yıl boyunca geri kalmış ülkelerde görev yapacaktır.
Faaliyeti anlamışsınızdır sanıyorum.
Bu faaliyet casusluk faaliyetidir.
Barış Gönüllüleri’nin tamamı CIA tarafından özel olarak yetiştirildi.
Kâğıt üzerindeki görünür amaçları; ABD'yi dünya siyasetinde yeniden güçlü ve etkin hale getirmek, bölgedeki ülkelerin Sovyetlerin kontrolüne girmesini engellemekti.
Bir de gizli amaçları vardı..
Osmanlı’nın yeniden canlanmasını önlemek, Hilafetin geri gelmesini engellemek.
Bu amaçları için Türkiye’nin kendi deyimleriyle ‘Hasta adam’ pozisyonunda durması gerekiyordu. Başına belalar sardırılarak rahat yüzü görmemesi amaçlandı.
1961 yılından bu yana 200.000'den fazla Amerikalı 139 ülkede Barış Gönüllüsü olarak çalışmıştır.
Barış Gönüllüleri 1962'den itibaren aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 139 ülkede faaliyet göstermeye başladı.
1962 yılında Başbakan İnönü idi.
8. İnönü Hükümeti olarak adlandırılan bu hükümet, Amerika ile anlaşma imzalayarak CIA ajanı Barış Gönüllülerine kapıları sonuna kadar açtı.
Bu ihanet anlaşmasına imza atan İsmet İnönü’dür.
Başbakan Adnan Menderes’i vatan haini diye asan Kemalist generaller, CIA ajanı Amerikan gönüllülerinin ülkemize girmesini alkışlarla karşıladı.
İrtica diye tepinen bu generaller, misyonerlerin topraklarımıza girmesine selam durdu.
İnönü anlaşmaya göstermelik bir madde koymuştu.
O madde ile bu Barış gönüllülerinin Doğu ve Doğu Anadolu’ya asla gitmeyecekleri hükme bağlanmıştı.
Yazılı hükme rağmen Amerikan ajanları Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden hiç çıkmadı. Daha doğrusu bütün faaliyetlerini burada yürüttü.
Bütün gayeleri Türkiye’nin başına bela olacak bir oluşum kurmaktı
İnönü sayesinde bu faaliyetler ve anlaşmayı ihmal görünmezden gelindi.
CHP hükümeti ve İnönü de buna göz yumarak, tarihin en kirli ve kanlı ihanetlerinden birisine imza attı.
Neydi bu ihanet?
27 Ağustos 1962 tarihinde yapılan ikili anlaşma ile Türkiye'ye gelmeye başlayan Barış Gönüllüleri'nin bu ülkedeki faaliyetleri 1971 yılına kadar devam etti, bu süre içinde Türkiye'de 1460 Barış Gönüllüsü görev aldı.
Gönüllülerin %67'si İngilizce öğretim programlarında ‘İngilizce Öğretmeni’ sıfatıyla görev yaptılar. Bunların bir bölümü Maarif Bakanlığı Kolejlerinde çalıştı.
Türkiye’ye gelen gönüllülerinin dörtte biri Ankara’da, dörtte üçü da taşrada görev yaptı.
%25’i Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görev yaptı.
PKK’sının tohumu da bu Barış Gönüllüleri tarafından o yılda atıldı.
Amerika bir yandan Sovyetlerden çekinirken öbür yandan da Türkiye’den korkuyordu.
Türkiye’nin Osmanlı’yı yeniden kurma ihtimali uykularını kaçırıyordu.
Bu bakımdan Kürtler üzerinde PKK’yi bir örgüt ortaya çıkarırken Müslümanlar içerisine de FETÖ diye başka bir örgüt çıkartıp attılar.
Sonuç itibarıyla FETÖ’yü de PKK’yı da kuran yöneten ve sevk eden Amerika idi.
Barış Gönüllülerinin faaliyetleri 1972 yılına kadar legal olarak devam etti.
O 10 yıllık sürede başta Tunceli olmak üzere, Diyarbakır, Mardin, Hakkâri ve Van’da özellikle çeşitli Kürt aşiretleri Türkiye’ye karşı örgütlendirildi.
Para ve silah desteği sözü verildi.
Barış gönüllülerinin ülkemizden gitmesinden 10 sene sonra PKK silahlı eylemlere başladı.
Barış gönüllülerinden bir grup Kürtler üzerinde çalışırken, Ankara’da kalan ekipte dini cemaatlere yöneldi.
Sızdıkları ilk cemaat Nur cemaatiydi.
Hem Papaz hem de CIA ajanı olan Maroviç ’de barış gönüllüsüydü.
PKK gibi FETÖ’nün de tohumu o yıl atıldı.
O alçak tohumlardan Öcalan ve Fetullah hainleri doğdu.
Anlayacağınız Amerikan Barış Gönüllüleri, sadece PKK’yı kurmadı aynı zamanda FETÖ’yü de kurdu.
FETÖ ve PKK; anaları ayrı babaları aynı üvey kardeştir.
FETÖ’cü de PKK’lı da Veled-i zinadır. Her ikisinin de babası aynı gavurdur.
FETÖ’cü kardeş külahlı, PKK’lı kardeşi silahlıdır.
FETÖ’cü kardeş imanını, PKK’lı kardeş canını alır.
FETÖ’cü münafık ve Hıristiyan, PKK’lı Zerdüşt ve dinsizdir.
FETÖ’cü Fetullah’a, PKK’lı Öcalan’a tapar.
FETÖ’cü himmet, PKK’lı haraç toplar.
FETÖ’cü soru, PKK’lı evlat çalar:
FETÖ’cü hipnoz ederek, PKK’lı ise sıkarak öldürür.
Her ikisi de vatan hainidir.
Her ikisinin de tasmalarını tutan çoktur.
Gelelim FETÖ’nün “Din-i İslam’ı yayıyor” dedikleri Yurt dışındaki okullarına..
Amerika’nın 1961 yılında başlatıp 15 sene sonra iptal ettiği ‘Barış gönüllüleri’ projesini şimdi gayri resmi olarak FETÖ üzerinden yürütüyor.
Amerika’nın 1973’de kapattığı Barış Gönüllüleri örgütü şimdi FETÖ olarak faaliyet gösteriyor.
Amerika; FETÖ’ye 160 ayrı ülkede okullar açtırıp hem misyonerlik hem de casusluk yaptırıyor.
FETÖ’nün yurtdışındaki okullarında; İngilizce öğretmeni görünümlü CIA ajanları, din dersi hocaları olarak da Vatikan’ın papazları misyonerlik görevi yürütüyor.
Bu okullarda dini-i islam adına hiçbir şey yoktur.
İşin esas acı tarafı; Bu okulların giderlerini Amerika değil Türkiye’deki FETÖ’cüler karşılıyor.
FETÖ okullarına yardım adı altında; eşlerinin bilezikleri, evlerini ve arabalarını satan şakirtler, gerçekte misyonerliğe paralarıyla destek vermiş oluyorlar.
Bu vebal bile onların helak olmasına yeter.
FETÖ eliyle bu okullarda yetiştirdikleri öğrencileri önümüzdeki yıllarda o devletlerin yönetimine sokacaklar.
FETÖ okulundan mezun olacak olan Hıristiyan misyonerler, birer Amerikan ajanı olarak ülkesinin önemli noktalarına gelecek. Hatta bakan ve başbakan olacaklar.
Bu büyük projenin başı FETÖ örgütüdür.
Şimdi anladınız mı Amerika FETÖ konusunda neden kıvırıyor.
Cumhuriyetçi Trump da Demokrat Biden’de Fetullah Gülen hainine neden dokunmuyor?
Çünkü FETÖ; Amerika’nın dünya genelindeki büyük projesidir.
İşte bu nedenle Amerika Fetullah Gülen’den asla vaz geçmez ve Türkiye’ye de teslim etmez.
Amerika Hıristiyan bir CIA ajanını başka bir ülkeye verir mi?
Tayyip Bey boş yere Amerika’ya belge ve bilgi yollamakla uğraşmasın.
Asla ama asla vermezler..
Neyse biz kaldığımız yerden devam edelim..
CIA o bölgede bu örgütlenmeyi yürütürken, başta Ankara ve İstanbul’da bunlara karşı bir öfke oluşmaya başladı.
Çeşitli gazetelerde Barış Gönüllüleriyle ilgili olumsuz yazılar yer almaya başladı.
O tarihte Barış Gönüllüleri Türkiye'den çekildi.
Yerlerini FETÖ ve PKK'ya bırakarak tabi...
Bugün başımıza sarılan bu iki belanın müsebbibi CHP ve İsmet İnönü’dür.
DEVAM EDECEK..
METİN ÖZER/HABERVİTRİNİ