Davut UÇAR
''Helallik'' istemek çöküşün tescilidir...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Aldığımız tedbirleri vatandaşlarımızın işine, aşına ekmeğine zarar vermeyecek esneklikte uygulamaya özen gösteriyoruz. Sıkıntıya düşen insanlarımız, esnafımız, çalışanımız olduysa hepsinden helallik istiyoruz" dedi…
Erdoğan'ın omuzları çökük, yüzü asık ve kızgın video görüntüsü var:
Kahveciler Esnaf Odası Başkanı İsa Güven Cumhurbaşkanı Erdoğan'a dedi ki;
- "Haklarımızı helal etmiyoruz"
Erdoğan da "hepsinden helallik istiyoruz" derken çok iyi biliyor ki;
- Haklarını helal etmeyecekler…
Erdoğan bu çöküş görüntüsü aslında AKP iktidarının çöküşünün de tescilidir.
***
Şimdi, dün yarım bıraktığımız Mehmet Ağar konusuna dönelim.
2002'de kurulan Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu üyeleri 10 Kasım 2012 Cumartesi günü Aydın Yenipazar Cezaevi'ne giderek Mehmet Ağar ile görüşürler.
- AĞAR'IN KENDİSİNİ TANITMASINI ÖZETLİYORUM
"1951 Ankara doğumluyum.
1988'de Ankara 1991'de İstanbul Emniyet Müdürü, 1992'de Erzurum Valisi 1993'te Emniyet Genel Müdürü oldum.
1995 Aralık seçiminde Doğru Yol Partisi Elâzığ Milletvekili oldum. 1999 ve 2002'de bağımsız Elâzığ Milletvekili oldum.
2002 yılında Doğru Yol Partisi Genel Başkanlığına seçildim. 2007 yılında genel seçimi kaybettikten hemen sonra siyaseti bıraktım."
- 1960 DARBESİ VE CHP
Ağar 27 Mayıs darbesini değerlendirirken diyor ki;
"Karşı tarafta da baktığımız zaman bir Halk Partisi muhalefeti olduğunu görmek lazım.
Darbeye gelen taşları hem iktidar kendi hatalarıyla döşerken karşı taraf da âdeta fetva verici, kolaylaştırıcı, rahatlaştırıcı ve siyaseti giderek sertleştirmek suretiyle içinden çıkılmaz bir hâle getirmesi ortaya çıktığında böyle bir sonuç oldu."
Erdoğan'ın da benzer ifadeleri ile CHP'yi darbecilikle suçladığını anımsatırım…
- AKP'YE, CEMAAT VE TARİKATLARA GÜZELLEME
Ağar AKP'yi şu sözlerle destekliyor;
"AK Parti'nin o bölgelerdeki büyük siyasi gücü Türkiye'nin bölünmesinin önündeki en önemli engellerden bir tanesidir, belki de bir numarasıdır ve bunun temelinde var olan yapının da İslam olduğunu görmemiz lazım, Müslümanlık olduğunu görmemiz lazım.
"Şıh" dediğimiz, "Şeyh" dediğimiz kimine göre dinsel önderleri var yörelerin kendilerine göre, sözü geçen insanları var.
Türkiye'de orada devletin, silahtan daha fazla çok önemli bir gücüdür.
Ama işte "laiklik zedelenir" endişesi bu gerçekleri gözden kaçırmak suretiyle devletin en önemli olan müttefiklerinin kırılmasına, darılmasına, üzülmesine yol açılmıştır."
- ÖZAL SUİKASTI
Komisyonun AKP'li üyesi iken bugün Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı olan Selçuk Özdağ, Özal suikastını sorunca Ağar diyor ki;
"Bugün de müsaade ederseniz söylemeyeyim, kapalı şekilde sizle özel paylaşırım… Ben Turgut Bey'i yalancı çıkaracak hiçbir laf söylemem hayatımda…"
Bu ifadesinde Ağar'ın anlattıkları kayıt altına alınmıyor.
- EMNİYET GENEL MÜDÜRÜ NASIL OLDU?
Ağar bu sorunun yanıtını ifadesinde şöyle anlattı;
"Tansu Hanım Başbakan oldu, Sivas olayları oldu, Madımak olayları. Ondan üç dört gün sonra beni çağırdılar. Emniyet Genel Müdürlüğü teklif ettiler. Ben de kabul ettim hatta Erzurum'a bile göreve göndermediler beni, cuma günü çağırdılar teklif ettiler, cumartesi kararname çıktı, pazar günü de göreve başladım hemen..."
- GERÇEĞİ YAZAYIM
Doğru Yol Partisi Genel Başkanı olmasında Star TV Ankara Temsilcisi olarak büyük desteğim olan Başbakan Tansu Çiller, bana çok güvenirdi.
Önerdiğim; Osman Ünsal'ı Hazine Müsteşarı, Cengiz Bulut'u Türk Telekom Genel Müdürü, Cihan Paçacı'yı Halkbank Genel Müdürü olarak atadı.
Tansu Hanım'ın yanında iken, "Emniyet Genel Müdürü kim olsun?" diye sorunca gençlik arkadaşım ve yaşıtım olan, futbol maçlarımızda attığı çalımlarla "Pike Mehmet" diye lakap taktığımız Mehmet Ağar'ı önerdim.
Başbakan Çiller, "Ara haydi, bakalım kabul edecek mi?" dedi.
Arayarak; Mehmet, Emniyet Genel Müdürü olarak seni Başbakana önereceğim. Kabul eder misin? Diye sordum.
Ağar, "Beni ANAP'lı bilirler, atamazlar" dedi.
Ben onu iknaya çalışırken Tansu Hanım telefonu elimden aldı ve kendisini tanıtarak görevi teklif etti.
Ağar, Başbakana, "Devlet görev verirse itiraz edemem" diyerek görevi kabul etti.
Gerçek budur...