'Tanık Bulamıyoruz': İsrail Polisi NYT'nin 7 Ekim Cinsel Saldırı Raporuyla Çelişiyor

Bu başarısızlık, İsrail polisinin ve ordusunun tüm birimlerinin yaklaşık üç ay süren soruşturmasının ardından geldi.

New York Times'ın 7 Ekim'de İsrail'e giren Filistinlilerin gerçekleştirdiği tecavüz iddialarına ilişkin  büyük bir soruşturmanın yayınlanmasından yalnızca yedi gün sonra , İsrail'in kendi medyası ve polisi Amerika'nın iddialarıyla çelişiyor gibi görünüyor.

Nitekim İsrail gazetesi Haaretz, ülkenin polisine atıfta bulunarak yetkililerin "Hamas saldırısının cinsel saldırı kurbanlarını" bulmakta "zorluk yaşadıklarını" söyledi . Hatta kimsenin böyle bir olay yaşandığını ihbar etmediğini yazdı.

Bu başarısızlık, İsrail polisinin ve ordusunun tüm birimlerinin yaklaşık üç ay süren soruşturmasının ardından geldi.

Polis, mağdur olduğu iddia edilenlerin ve hatta "bu tür saldırılara tanık olanların" yerini tespit edememesi nedeniyle, "konuyla ilgili bilgisi olanların öne çıkıp ifade vermesini teşvik etmek için kamuoyuna çağrıda bulunmaya" karar verdi.

“Medyaya gitmemizin nedeni bu. Bu bizim için kolay kolay elde edilen bir şey değil,” diyen polis biriminde araştırmacı Doçent Adi Edri, Haaretz'e şunları söyledi: “Birisi bu makaleyi okur ve cinsel açıdan zarar görürse, her adımda onların yanındayım. Konuşmanın güç gerektirdiği benim için açık. Hikayeyi dinlemekten ve gerekirse yardım etmekten memnuniyet duyarım.

Resmi polis bilgilerine dayanan Haaretz raporu, New York Times'ın “'Sözsüz Çığlıklar': Hamas 7 Ekim'de Cinsel Şiddeti Nasıl Silahlandırdı” başlıklı raporuyla doğrudan çelişiyor gibi görünüyor. 

ABD'nin sözde kayıt gazetesi, raporunda bilgilerini yalnızca baş harfi S ile anılan genç bir kadının ifadesine dayandırdı.

S., Nova Müzik Festivali'nde en az iki kadının "tecavüz ve cinayetine" doğrudan tanık olduğunu iddia etti. Filistinlilerin cesetlerini parçalamasına da tanık olduğunu iddia edecek kadar ileri gitti.

Haaretz'in kendisi de İsrail polisinin "ifadenin ayrıntılarını baştan sona kontrol ettiğini ve oldukça güvenilir bulduğunu" bildirdi. 

İsrail polisinin kendisi de “S.'nin (..) ifadesine göre tecavüze uğrayan ve öldürülen kadınların kimliğini tespit edemediğini” kabul etmesine rağmen 'çok güvenilir'. 

Adri, "Elimde ikinci dereceden delil var ama sonuçta benim görevim kurbanların versiyonu ve kimlikleri için destek bulmak" dedi ve şöyle devam etti: "Bu aşamada belirli cesetlere sahip değilim."

Raporla ilgili bir başka ilginç gerçek de polisin, halktan çok az sayıda görgü tanığının “seks suçları”na ilişkin ifade verdiğini, “ifadelerin çoğunun ise askeri personelden geldiğini” iddia etmesidir. 

Haaretz, diğer İsrail gazeteleriyle birlikte, savaşın ilk saatlerinde ve günlerinde Filistinli savaşçıların davranışlarına veya suiistimal iddialarına ilişkin iddiaların çoğunu ya doğrudan çürüttü ya da delikler açtı. 

Haaretz son raporunda, "Kasım ayında adli delil eksikliğinin soruşturmacıların 7 Ekim'de yaşanan vahşetin boyutunu anlamasını ve kurbanların kimliğini tespit etmesini zorlaştırdığını" bildirdiğini yineledi.

Aynı gazete 18 Kasım'da şunu da bildirdi : “Ramat David üssünden olay yerine (Nova Festivali – PC) gelen bir IDF (İsrail ordusu) savaş helikopteri teröristlere ateş açtı ve görünüşe göre aynı zamanda eğlenceye katılanlardan bazılarını da vurdu. Orası."

Ancak Haaretz, Filistinli savaşçıların İsrailli bebeklerin başlarını kestiği, rehineleri öldürdüğü ve benzeri şeylerle ilgili artık çoğunlukla çürütülmüş olan iddialarla ilgili soruları gündeme getiren tek İsrail medyası değildi. 

New York Times'ın, S.'nin iddialarını, İsrail'in on binlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan soykırım savaşının nedeni olarak gösterdiği Filistin Direnişinin 7 Ekim'deki davranışını lekeleyecek kadar makul bulması ilginçtir. 

Mondoweiss ve diğer bağımsız medya, 7 Ekim'de bazı gülünç iddiaları başlatan ilk iddia edilen tanıkların kötü şöhreti hakkında haber yaparken, NYT gibi İsrail yanlısı ABD ana akım gazeteleri, Filistinlilerin suçları hakkında asılsız iddialar satmaya devam etti  .

Bu arada, Gazze'de, genellikle canlı televizyonda işlenen ve muhtemelen İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan en kötü insani krize yol açan, iyi belgelenmiş İsrail suçları , ABD'li yetkililer veya medya tarafından henüz soykırım olarak tanımlanmadı. 

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller Çarşamba günü yaptığı açıklamada , soykırım iddialarının hafife alınmaması gerektiğini ve ABD ile ilgili olduğu için soykırım oluşturan herhangi bir eylem görmediğimizi söyledi.

(Filistin Tarihi)