Davut UÇAR
İmamoğlu'nun elleri ve suçları
AKP hükümeti 19 yıllık tek başına iktidarın ardından öyle bir dağıldı ki çok samimi olarak ifade edeyim kendi sonlarını kendileri hızlandırıyorlar. İlk seçimde kaybetmek için her adımı kontrolsüz atar hale geldiler.
Daha da açık yazayım.
16 Nisan referandumunda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında milleti "Türkiye'nin tüm sorunlarını çözeceğiz" diye kandırarak 2018'de yürürlüğe giren rejim Recep Tayyip Erdoğan'a aslında büyük zarar verdi.
Sığınmacılarla 90 milyona ulaşan nüfusun sorunlarını çözmek bir yana, sorunların altında ezilen Erdoğan olunca siyasette hem gündemi elinden kaçırdı hem de milletin sorunlarına çözüm üretemez oldu.
Düşünün;
Devletin tüm kurum ve kuruluşlarının atamalarını ve yönetimini "Tek Adam" yapıyor.
Üstüne üstlük geçenlerde bir yönetmelik değişikliği ile tüm devlet memurlarının "sicil amiri" de "Tek Adam" oldu.
Çemişgezek'te bir devlet memurunun sicil amiri de Erdoğan oldu…
Tunceli'nin şirin ilçesini neden örnek verdim derseniz, genç gazetecilik yıllarımızda sürgün edilecek memurlar için adı kullanılan bir yöre adı olduğu için yazdım.
Bu yasa değişikliği ile yerel yönetimlerin bazı yetkileri de İçişleri Bakanlığı'na devredildi.
Büyükşehir belediye başkanlıklarında kurulacak yüksek disiplin kurullarının "belediye encümeninden teşekkül etmesine" ilişkin düzenleme, yeni yönetmelikten çıkarıldı.
Böylece büyükşehir belediye başkanlıklarındaki "Yüksek Disiplin Kurulu" görevi de "İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu"na bağlanmış oldu.
Eski yönetmelikte, büyükşehir belediyelerinde çalışan memurlar hakkında devlet memurluğundan çıkarma cezası verme yetkisi "Büyükşehir Belediyesi Yüksek Disiplin Kurulu"na aitti.
Yeni yönetmelikte, "Mahalle İdarelerde görev yapan memurlar hakkında devlet memurluğundan çıkarma cezası vermeye İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu yetkilidir" düzenlemesi yer aldı.
Hukukçular, Anayasa'nın 127. Maddesinin, "Mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir" hükmünü hatırlatarak bu düzenlemenin anayasaya aykırı olduğunu belirttiler.
AKP'nin anayasayı ilga etmesi ilk değil elbette.
Zekâsıyla baş edemiyorlar
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu elbette suçludur.
Sadece ellerini arkasına bağlayarak kabir ziyareti yapmasından değil AKP'liler için elbette şu icraatları için de suçludur:
- AKP ve MHP ittifakına, 23 Haziran seçiminde 800 bin oy farkı ile siyaseten Osmanlı tokadı atıp AKP saltanatını yıkarak ilk suçu işledi.
- Kovid salgınında milyonlarca İstanbulluya verdiği müthiş sosyal yardım desteklerinden suçludur.
- Halk Ekmek büfelerini çoğaltarak İstanbullulara ucuz ekmek ulaştırmaya çalışmaktan suçludur.
- Kanal İstanbul faciası yaşanmasın diye sadece İstanbul'u ve İstanbulluları değil, Türkiye'nin Boğazlar üzerindeki egemenliği Montrö Sözleşmesi çiğnenmesin diye net tavır koymasından da suçludur.
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin araçlarının AKP'lilere dağıtılmasına karşı çıkmasından dolayı suçludur.
- Yandaş cemaat, tarikat ve vakıflara akıtılan belediye imkanlarını kısıtlamasından dolayı suçludur.
Baktılar ki Ekrem İmamoğlu'nun zekâsı ve başarılı icraatları ile baş edemiyorlar o halde nasıl suçlarız diye her yolu deniyorlar, denemeye de devam edecekler.
Bir hatırlatma!..
Onlara Recep Tayyip Erdoğan'ın unuttukları eylemlerini hatırlatıvereyim;
- Cami avlusunda siyaset yapar,
- Musalla taşında yatan merhum ya da merhumenin tabutunun başında siyaset yapar,
- Mübarek Cuma namazı çıkışında Cumhurbaşkanı olarak siyasi demeçler verir,
- AKP mitinglerinde Cumhurbaşkanı olarak Kürtçe Kur'an-ı Kerim dağıtıp oy ister,
- Kovid yasaklarında lebalep doldurduğu salonlarda kongreler yapar,
- Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımaz,
***
AKP'nin 2018 sonrası icraatları Ocak 2020'den itibaren o kadar kötü bir hâl aldı ki;
O kadar çok hata yapmaya başladılar ki,
Artık ok yaydan çıktı.
Çökmekte olan sadece dış politika, tarım, sanayi ve ekonomi değil çökmekte olan AKP+MHP koalisyon iktidarıdır.