Metin ÖZER
ÖZEL HASTANELERDE FETÖ'CÜ DOKTOR TEHLİKESİ
Allah rahmet eylesin, Burhan Hoca ile alakalı ikazımı elbette boş yere yapmadım.
Bu mesele benim de şerbetli olduğum bir mesele.
Bu FETÖ’cüler Amerika’da Burhan Hoca’nın vefatını herkesten önce öğrenebiliyor.
Süleyman Soylu’nun Koronavirüse yakalandığını kimsenin haberi yokken haber veriyor ve Külliyeden önemli bir ismin (İbrahim Kalın) Korona olduğunu ilk kez duyuruyorlarsa, elbette bu artık bir Milli Güvenlik meselesidir.
Burhan Hoca’nın vefatı da bu manada şüphelidir.
Bütün bunlara bakarak, devletin bu meselenin üzerine gitmesi icab eder.
MİT, hastanelerdeki FETÖ’cü köstebekleri teker teker bulmalı ve bunları temizlemelidir.
Özel hastanelerde FETÖ’cü doktor ve sağlık personelinin çalıştırılması engellenmelidir.
Hastaneler stratejik kurumlardır.
Buralara FETÖ’cüler kesinlikle sokulmamalıdır.
Bunlar her an herkese her kötülüğü yapabilirler.
“O kadar da değil” demeyin.
Allah’tan korkmayan, Resulünden utanmayan bu hainlerin yapmayacağı kötülük yoktur.
Onlar bu yola adım attıklarında; FETÖ imamları bunların akıllarını ve vicdanlarını söküp çıkartır.
Çıkardıklarının yerine, FETÖ’ye tam itaat çipleri takılır.
Büyüğünden küçüğüne her FETÖ’cü bu operasyonu geçirdiği için bunların hepsi birbirine benzer.
Düşünce ve eylem olarak hiç birinin diğerinden farkı yoktur.
Bu yola giren bir FETÖ’cü asla yoldan dönmez.
‘Döndüm’ diyeni takiye, ‘İtirafçıyım’ diyeni hesap yapıyordur.
“İtirafçıyım” diyenlerin Hasan Sabbah gibi başka bir suikast hesabı vardır.
Bu hainler öyle bir mankurtlaştırılmış haldedir ki; davaları uğruna öldürmek şöyle dursun parçalamaktan bile çekinmezler.
Darbe gecesi Gölbaşı’nda aslan gibi 54 yiğit Özel Harekât polisini bombalayıp paramparça ettiler.
Neye karşılık?
FETÖ’nün takkesine karşılık.
Suikast yaptıkları Muhsin Yazıcıoğlu’nun can çekişmesini kameraya çekip, Fetullah’a yolladılar.
Hediye olarak gelen Fetullah’ın kirli takkesini başlarına geçirip, namaza durdular.
Zırnık vicdanları sızlamadı.
Kendi pilotlarının önünü açmak için onlarca sağlam pilotu verdikleri ilaçla kalp hastası ettiler.
O subaylar hastanede kalp krizi geçirirken, bunlar Fetullah’dan hediye gelen kokmuş atleti giyip hava atıyordu.
Darbe gecesini düşünün!..
Eli bayraklı ağzı dualı yüzlerce kişiyi katlettiler.
Bunlar ‘Allah’ diyor, bunlar ‘Vatan’ diyor ve Bunlar ‘Bayrak’ diyor bakmadılar.
‘Fetullah’ demeyeni kırdılar.
CIA’nın tezgâhından geçirilip robotlaştırılan FETÖ’cülerde kimse vicdan ve merhamet aramasın.
Eğer darbe başarılı olsaydı, ülkenin yüzde 25’ini fırınlarda yakarlardı.
Bazıları şöyle konuşuyor;
- Fetullahçıların arasında olaylara karışmamış mütedeyyin olanlar var. Onları diğerlerinden ayırmak lazım.
Yok ya.. Öyle mi?
Onların olaylara karışmama sebebi, sıranın kendilerine gelmemiş olmasındandır.
İmamları çağırsa, onlar da en ön safta seri katil olurdu.
Kimse kusura bakmasın!..
İyi FETÖ’cü kötü FETÖ’cü diye bir şey yoktur. Tıpkı iyi kafir kötü kafir gibi bir ayırım olmadığı gibi..
FETÖ’cü, FETÖ’cüdür ve KÜFÜR TEK MİLLETTİR.
Bunlardan her türlü melanet ve musibet beklenir.
Bunlar Resûlullah’ın o temiz zamanında yaşasaydı, bastıkları yerden bir daha ot bitmezdi.
Şimdi ahir zaman.
Dünya kirlendi.
O yüzden izleri belli olmuyor.
Geleyim şu FETÖ’cü doktor meselesine..
Bana kanser teşhisi konulduğu günlerdi.
Ameliyattan önce kemoterapi yapmaya karar verdiler.
Kemoterapi konusunda da deneyimli bir profesör önerdiler.
Adamın odasına girdik.
Sonuçlara baktı; “Size uygun bir kemoterapi planlaması yapmam lazım” dedi.
Yaş kilo falan gibi sorular sordu.
Sonra konuyla alakasız şeyler sormaya başladı.
Ne iş yaptığım nerede çalıştığım falan.
Adamın işime falan merak duyması beni huylandırdı.
O arada Allah’ın bir lütfu olarak, gözüm doktorun arkasındaki kütüphanesine takıldı.
Bazı kitaplar yana yatmıştı.
Onların arkasında bir baktım, Fetullah Gülen’in kitabı var.
Adam resmen FETÖ’cü yani..
Daha darbe falan olmamıştı.
Ben de o günlerde 4-5 ayrı yazımdan dolayı Fetullah ile mahkemelik durumdaydım.
Adam internete adımı yazsa, hepsi önüne gelecek.
Hemen odadaki arkadaşlara işaret ettim.
Müsaade isteyip çıktık.. Çıkış o çıkış…
Düşünün yani!..
Kemoterapi zaten bildiğiniz zehir.
Dozunu bir tık yukarı çıkartsa, seni zehirleyerek öldürmüş olur.
Başladık Ankara’da FETÖ’cü olmayan doktor aramaya.
Bir ay sonra bir doktor bulduk, kemoterapiyi ona yaptırttık.
Su uyur düşman uyumaz.
Vatan haini FETÖ’cüler hayatta uyumaz.
Bunları böyle bilip; hem milletin hem de devletin hem de devlet erkânının hep tetikte ve uyanık olması lazım.
Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, FETÖ ile aktif olarak mücadele eden İçişleri Bakanı Soylu, Milli Savunma Bakanı Akar ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu bunların belasından 24 saat korunmalıdır.
Allah şerlerinden muhafaza eylesin.
Devletimizi, milletimizi ve dinimizi bu pislikten temizlesin (AMİN)
METİN ÖZER/HABERVİTRİNİ